HALKIN TÜM KARŞI ÇIKIŞINA RAĞMEN KARABURUN YARIMADASI’NDA BALIK ÇİFTLİKLERİ KUŞATMASI DEVAM EDİYOR
Batı Deniz-Seramik Ürünleri San. ve Tic. Ltd.Şti. Gerence Körfezi Mevkii’ndeki 9.600 m2’lik ve 300 ton/yıl kapasiteli su ürünleri yetiştiriciliği projesini yer değişikliği, alan ve kapasite artırımı talebiyle, Salman Köyü denizel alanına 2.500 ton/yıl kapasiteyle 75.000 m2’lik bir alana taşımak istemektedir .
Bu proje ile ilgili olarak ÇED sürecinin gerektirdiği, “Halkın Bilgilendirilmesi ” toplantısı bugün Salman Köy Kahvesinde yapılamadı.
Karaburun Yarımadası halkı, tüm köy Muhtarları, Karaburun ve Mordoğan Belediye Başkanları, Karaburun Kent Konseyi, Karaburun Çevre Kültür Turizm Birliği ve STK’lar ile birlikte, daha önce de defalarca olduğu gibi, Karaburun denizlerinde kurulmak istenen bu balık çiftliği projesinin sözde “Halkın Katılımı” toplantısını katılmayarak protesto etmiştir.
Protestoda; Karaburun Kent Konseyi Doğa Koruma Çalışma Grubu Dönem Sözcüsü Hüsnü Dilli basın bildirisini okudu. Karaburun Belediye Başkanı H. Serdar Yasa, Mordoğan Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Salman Köyü Muhtarı Bülent Gültekin, Parlak Köyü Muhtarı Kenan Özaydın, Küçükbahçe Köyü Muhtarı Mehmet Kayalı Yarımada’da balık çiftliklerinden kaynaklı yaşanan sorunlara ilişkin görüşlerini bildirdiler.
İzmir Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü görevlileri tarafından hazırlanan “…Toplantı sonlandırılmıştır” şeklindeki tutanağa halk itiraz etmiş ve şu şerhi düşmüştür. “ Halkın bilgilendirilmesi toplantısı yapılamamıştır. Yapılan protestolar ve karşı çıkışlar nedeni ile toplantı açılmamış olup mevcut durumu tutanağa aktarma talebi İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü görevlileri tarafından reddedilmiş olduğundan, aşağıda imzası bulunan kişilerce bu durum imza altına alınmıştır.” ( İmzacılar: Karaburun Belediye Başkanı H. Serdar Yasa, Mordoğan Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Salman Köyü Muhtarı Bülent Gültekin, Parlak Köyü Muhtarı Kenan Özaydın, Karaburun Kent Konseyi Başkanı İpar Buğra Dilli, Av. Çiğdem Ateş)
İzmir Barosu Av. Çiğdem Ateş’in gözlemci olarak katıldığı eylemde; “Balık Çiftliği İstemiyoruz”, “Denizimize Kıyılarımıza Ekosistemimize Dokunma”, “Potansiyel Alan Belirlerken Yereli Unutma” “Yarımada’ya Sahip Çıkıyoruz”, “Küçük Balık Yoksa Büyük Balık da Yok, Denizlerde Talana Hayır” “Halka, Akdeniz Fokuna ve Poyraza Karşı Çiftlik Kurulmaz”, “Dur! Balık Çiftliğine Hayır” “ Karaburun Yarımadası, Denizlerimiz ve Kıyılarımız İçin ACİL Koruma! Hemen Şimdi”, “ Balık Çiftliği, Trol ve Gırgıra Karşı Denizlerimizi Koruyoruz” “ pankartları taşındı.
KİRLETE KİRLETE YAYILIYORLAR …
Karaburun Yarımadası’nın tüm kıyıları 2008 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı’nca hazırlanan Su Ürünleri Yetiştiriciliği için Potansiyel Alanları Protokolü ile balık çiftliklerinin kuşatmasına açıldı.
Kuşatma, Ildırı, Gerence Körfezi ve Küçükbahçe Köyünün güneyi ile başladı. 1. derece doğal ve arkeolojik sit alanlarını da kapsayan bu doğa harikası kıyılarda bugüne kadar 39 tesis için 41.000 ton/yıl ton yıl kapasiteli tesisin kurulmasına “Olumlu ÇED” veya “ÇED Gerekli Değildir” raporları ile izin verildi.
Bu bölgeler balık çiftlikleriyle dolduktan ve kirletildikten sonra kuşatma, yer değişikliği ve kapasite artışıyla Küçükbahçe Köyü açıklarına, Salman ve Parlak köyleri denizlerine yayıldı.
Denizlerinde, kıyılarında barındırdığı nadir bitki ve hayvan türleriyle, doğa ile barışık turizm potansiyeliyle, verimli tarım topraklarıyla mutlaka korunması gereken ancak, Protokolde kısaca “5 No.’lu Su Ürünleri Yetiştiriciliği Alanı” olarak tanımlanan bölgede, son bir yıl içinde Egemarin firmasının toplam 350.000 m² deniz alanını kaplayan 3 ayrı projesinin yolu olumlu ÇED raporlarıyla açıldı.
Şimdi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Batı Deniz firmasının Salman Köyü açıklarında kurmayı planlandığı 75.000 m² deniz alanını daha işgal edecek olan balık çiftliği projesi ÇED sürecini başlattı.
Bu izin ve başvurularla Yarımada 60.000 ton/yıl toplam kapasiteli balık çiftliği tesisleriyle karşı karşıyadır. Bu, çevreye verilen zararın çok ötesinde bir çevre ve sosyal yaşam katliamına dönüşmüştür.
SORUYORUZ:
Bütün bu kısa ömürlü yatırımlar, kar hırsı Yarımada’nın paha biçilmez doğal değerleri ile kadim sosyo-kültürel yaşamının üstünde midir?
Gelecek kuşaklara: “Akdeniz Fokunu, Ada Martısı, Ada Doğanı, nadir bitki türlerini, keçileri, nergisi, sümbülü, doğal çipura-levrek-sinarit-kefali…, kadim kültürü bitirdik, ama halkımıza “ucuz balık” yedirdik diyeceksiniz ?
Karaburun Yarımadası, Rüzgar Enerjisi Santralleriyle, mermer-taş-mıcır ocaklarıyla, balık çiftlikleriyle yok ediliyor. Karaburun Yarımadası halkı, tüm bileşenleriyle birlikte sözde “halkı bilgilendirme toplantıları”nı defalarca protesto ederek, tüm ilgili kurumları geniş raporlarla bilgilendirerek, hukuk süreçlerini işleterek Yarımadasını koruma çabasında.
Yatırım talepleri/projelerin, denizde ve karada kapladıkları toplam alan, “Karaburun Yarımadası ÖÇKA” teklifi ile korunması öngörülen alana ulaşmaktadır.
Böyle giderse, korunacak bir alan kalmayacak, Yarımada’nın doğal varlıklarının korunarak, temiz tarım ve ekolojik turizm/doğa turizmi odaklı kalkınma perspektifinin hayata geçmesi bir yana, Yarımada’da nergisi, enginarı, mandalinası, keçisi, balıkları ve diğer deniz ürünleri ile insan yaşamı da yok olacaktır.
-Yarımada halkı tarafından büyük önem verilerek dikkatle izlenmekte olan Karaburun Yarımadası Özel Çevre Koruma Alanı ilanı sürecinin, Yarımada daha fazla tahrip edilmeden sonuçlandırılması,
– Bu süreçte, Yarımada’da, ağır çevresel ve sosyal etkileri olan bu tür yatırımlarla ilgili daha önce alınmış “ÇED Gerekli Değildir” veya “ Olumlu ÇED” kararlarının ivedilikle askıya alınması, yatırımların başlamasına, yer değişiklikleri ile kapasite artışlarına izin verilmemesi,
– Yarımada denizlerindeki su ürünleri üretimi potansiyel alanları tebliğinin iptal edilmesi, yeni balık çiftliklerine, kapasite artırma taleplerine izin verilmemesini ve mevcut balık çiftliklerinin kaldırılması
Talebimizi bir kez daha yineliyoruz.
DUYARLI TÜM KİŞİ, KURUM VE KURULUŞLARI ÇABALARIMIZA DESTEK VERMEYE VE GÜÇBİRLİĞİNE ÇAĞIRIYORUZ.
KARABURUN KENT KONSEYİ