Yapay deniz barınakları projelerine, deniz alanlarını aşırı avcılıktan korumak, o yöredeki canlı deniz kaynakları varlığını korunaklı hacimler oluşturarak geliştirmeye çalışmak, amatör balık avcılığı gibi dinlencesel etkinliklere ortam hazırlamak ve geri dönüşüm için yeni alan gereksinimini karşılamak gibi birbirleriyle etkileşim içinde olan amaçlarla günümüzde sıklıkça başvurulmaktadır.
Ülkemizdeki yapay deniz barınağı çalışmaları, Dünyadaki ilk uygulamalardan alışık olduğumuzun tersine çok da geç kalınmamış olarak, fakat son derece mütevazi boyutlarda ve İzmir odaklı üniversiter kurumların öncülüğünde Ege Denizi’nde bilimsel bir titizlik içinde başlatılmıştır ve halen de aynı özen ile yürütülmektedir. Yapay deniz barınağının tasarımı, imalatı ve uygun yerler bulunarak yerleştirilmesi, aralarında tasarımcıların, deniz teknologlarının, denizel yerbilimleri, canlı deniz kaynakları, deniz kimyası ve deniz fiziği bilim dallarını kapsayan deniz bilimcilerin yeraldığı çoklu disiplinli bir ekip çalışmasını gereksinmektedir.
Yapay deniz barınakları, biyolojileri ve ekolojileri konusundaki eldeki bilgilerin sınırlılığına karşın önemli ve oldukça popüler bir ‘mevcut kaynakları iyileştirme yöntemi’ olarak kabul görmüşken, balık popülasyonunu belli yörelerde yoğunlaştırmak ve biyolojik kaynakların doğal üretimi arttırmaya yardımcı olmakla balıkçılık etkinliklerini özellikle ekonomik olarak güçlendirmektedir.
Habitat iyileştirmesi anlamında çok şeyler vadeden yapay barınak projelerinin, uygun ön araştırmaları ve uygulama teknolojilerini gözeten, böylelikle kamusal veya özel fonların etkin ve verimli kullanımına yardımcı olacak bütünleşik bir yönetim stratejisiyle yaşama geçirilmesi gerekliliği vardır. Bu bağlamda,
1) Öncelikle yürütülecek projedeki AMAÇ doğru saptanmalıdır. Yapay barınaklardan doğrudan doğruya tenezzüh veya ticari balık hasatını iyileştirmek amacının dışında dalgakıran olarak veya kıyı erozyonunu önlemek, bazı hassas bölgeleri trolle avcılığın tahribinden korumak, balıkçı gemilerini ticaret gemilerinin rotalarından uzaklaştırmak, başka balık stokları üzerindeki av baskılarını azaltmak veya sadece ekolojik veya balıkçılıkla ilgili kuramları test etmek amaçlı yararlanılmaktadır. Yöreye özgü amaç, yukarıda sayılanların biri veya birkaçı olabilirken daha önce bilinmedik yeni bir hedef de proje bağlamında öne çıkarılabilir.
2) Seçilecek teknolojiyi ve dolayısıyla proje maliyetini etkileyen en önemli etken kullanılacak MALZEME’nin belirlenmesidir. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde çoğunlukla atık malzemelerden yararlanılırken, Japonya Hükümeti’nin atık malzeme temelli projeleri desteklemediği bilinmektedir.
Ülkemiz özelinde ise, plastik temelli atık malzemelerden barınak yapımında yararlanılması, gerek kısıtlı kaynakların etkin kullanımı, gerekse anılan malzemeler için iyi bir geri dönüşüm seçeneği oluşturulması açısından son derece doğru bir yöntem olacaktır.
TASARIM VE ÜRETİM TEKNOLOJİSİ seçiminde ise, yöredeki olanaklar öncelikli olarak değerlendirilmelidir.
Bugüne dek gerçekleştirilmiş çalışmalarda, barınak sistemlerinin boyutları, form özellikleri, yerleşimleri konusunda biriktirilen deniz teknologlarının deneyimlerinden ayrıntılı bir şekilde söz edilmelidir.
3) DENİZ BİLİMCİLERİNİN ETÜDLERİ ise projenin başarı şansını arttıracaktır. Projenin uygulanacağı yöredeki ekoloji, habitanın ne ölçüde cezbedileceği ve geliştirilebileceğine ilişkin kestirimler onlardan gelecektir. Bununla birlikte, projenin yararlılığı ancak uzun yıllara yayılmış (en az beş yıl) izlemlerle anlaşılabilecektir ki, bu izlemler bir yapay barınak projesinin hem projeyi gerçekleştirenler, hem de benzer projeler üzerinde çalışan küresel kamuoyu için en önemli aşamalarıdır.
Sonuç olarak; birer ‘sürdürülebilirlik’ projesi olan yapay barınak projeleri, bu kavramın üç temel niteliği olan ‘ekonomilik’, ‘çevrecilik’ ve ‘yerel halkın katılım ve kazanımı’ bağlamında doğru yöntemlerle yürütülüp yararlar üretecek hale getirilmelidir. Konuyla ilgili deneyimli bir araştırmacının yaklaşık kırk yıl önce yaptığı ve bugün gerçekliği kanıtlanmış bir uyarıyı dikkate almak fena olamayacaktır: “Yapay barınak projeleri bilimsel ilkelere uygun olarak temellendirilmezse, sonuç en iyi ihtimalle hangi değeri ürettiği belli olmayan geçici bir soluklanma alanı, en kötü ihtimalle ise bir özel çıkar grubunun sadece kendi yutturmaca reklamını yapmasına yarayan bir denizel hurda yığını olacaktır.”
Bilinçle oluşturulmuş yapay barınaklarımızın çoğalarak konukseverliğimizin şöhretinin denizlere de taşınması dileklerimizle”¦
Doç. Dr. Gökdeniz Neşer
Dokuz Eylül Üniversitesi
Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü
Deniz Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanı
“Doğa sürdürülebilir olmazsa, özgürlüklere ve katılıma dayanan toplumsal bir yaşam, demokratik ve ekolojik değerlere dayalı bir toplumda söz konusu olmaz”.