Urla’da ve her yerde yaşam alanlarımızı savunalım
Urla Ovacık köylüleri ve destek veren kuruluşlar, ormanlık alanda projelendirilen RES talanına karşı tepkilerini, kesilen 1800 ağacın hüznünde yaptıkları bir basın açıklaması, kısa bir yürüyüş ve forumla dile getirdiler.
Karaburun Kent Konseyi’nin yanı sıra Urla, Çeşme, Buca, Karşıyaka, vb Kent Konseyleri ile TMMOB’un ve çeşitli meslek ve sivil toplum kuruluşları ile vatandaşların katıldığı toplantıda basın açıklamasını Ovacık Köyü Muhtarı Veysel Erköse yaptı: RES yapılması planlanan alanın asırlık zeytin ağaçları, mantarlar, arılar ve kızıl çamlarla hem geçim kaynakları hem de köylülerin nefes alabilecekleri tek nokta olduğunu ifade ederek, açtıkları imar planı davalarının mahkemelerce reddedildiğini ve ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verildiğini, bunun sonucunda da ormanın hukuken korumasız kaldığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Urla RES projesi, flora ve faunasıyla birlikte bütün ormanımız üzerindeki tehdidini sürdürmektedir. Üçüncü kez tekrarlanan yürütmeyi durdurma ve bu kararı kaldırma şeklindeki dur-kalk hâline karşı, tüm yetkililerden talebimiz, yatırımı hızla ilerleterek doğa üzerindeki geri dönüşü olmayan zararların önünü açmak değil, ormanı daha da geç olmadan Anayasal yükümlülükleri doğrultusunda koruyacak bir tutum sergilemeleridir.
Haklı gerçekliğimizi mahkemelerinde elbet bir gün sahipleneceği umuduyla, ormanımız, hayvanlarımız ve bizlerle dayanışan tüm dostlarımızla birlikte yaşam mücadelemizi ve nöbetimizi devam ettireceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”
Ovacık Muhtarından sonra söz alan TMMOB İzmir temsilcisi Melih Yalçın : Yenilenebilir enerji kaynakları konusundaki çalışmalara dünyada büyük önem verildiğini ancak Türkiye’de bu çalışmaların ekolojik yönleri düşünülmeksizin rant odaklı yapıldığını belirterek, “Bize ‘siz temiz enerjiye karşı mısınız’ diyorlar. Elbette değiliz ancak öncelikle yaşama ihtiyacımız var. Sadece insanların değil, diğer canlıların da var. TMMOB, RES’leri ormanlara, yaşam alanlarının dibine, verimli, sulak arazilere, kuşların göç yollarına kuramazsınız diyor. TMMOB hazırladığı raporun arkasındadır ve ‘Buraya RES kuramazsınız’ diyor” şeklinde konuştu.
Avukat Hande Atay ise açtıkları davaların içeriğe bakılmaksızın teknik sebeplerle reddedildiğini söyleyerek, “Hukuki süreç devam ederken 1800 ağaç kesildi ancak bir gün sonra yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Uzayan süreç göz önüne alınarak, ormanı koruyacak tüm önlemlerin alınması gerekiyor. Bu bir yaşam mücadelesidir. Biz mücadeleye hukuki olarak da devam edeceğiz” dedi.
Basın açıklamasından sonra yapılan forumda söz alanlar orman katliamını durdurmak için bu alanın boş bırakılmaması ve her gün burada nöbet tutulmasının yaşamsal önem taşıdığının altını çizdiler. Karaburun Kent Konseyi Doğa Koruma Çalışma Grubu sözcüsü Hüsnü Dilli “Bunun adı temiz enerji değil talan” şeklinde başladığı kısa konuşmasında şunları söyledi : “RES talanına karşı yaşam alanlarımızı mücadeleleri birleştirmek zorundayız. Konu artık sadece Karaburun, Urla, Çeşme… olmaktan çoktan çıktı. Bu amaçla 19-20 Martta EGEÇEP’le birlikte düzenlediğimiz ve Ege Bölgesi’nden çok sayıda kuruluşun katıldığı‘Rüzgar Yaşamdan Yana Essin-Ege Bölgesi RES Çalıştayı”nda, görevi bir ortak yol haritası oluşturmak olan ‘Rüzgar Yaşamdan Yana Essin İnisiyatifi” oluşturuldu. Herkesi bu İnisiyatifi izlemeye davet ediyorum.”dedi.