Sarpıncık Rüzgar Enerji Santrali Projesi “ÇED” Raporu Nihai Kabul Edilmiştir. Rapor, 10 Gün Halkın Görüşlerine Açılmıştır. Söz Konusu Projeye İlişkin Görüş, İtiraz ve Taleplerimiz İlgili Kurumlara İletilmiştir.

İzmir Karaburun ilçesinde Çalık Rüzgar Enerjisi Elektrik Üretim Ltd. Şti. tarafından yapılması planlanan SARPINCIK RÜZGAR ENERJİ SANTRALİ projesi ile ilgili olarak hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporunun, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunca yeterli bulunduğu, nihai kabul edildiği ve raporun 10 (on) gün halkın görüşüne açıldığı ilan edilmiştir.

Söz konusu projeye ilişkin görüş, itiraz ve taleplerimiz ilgide kayıtlı yazımızla  Bakanlığınıza iletilmiştir.

Anılan yazımızda, uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış pek çok bitki ve hayvan türüne de ev sahipliği yapan “Başka Yerde Olmayanlar” sınıflandırmasında dünyada önemli bölgeler arasında olan Karaburun Yarımadası’nın, flora ve fauna varlığı hakkında geniş bilgi verilmiş, bölgede yeni bir RES yatırımının ekosistem ve zengin/nadir biyoçeşitlilik üzerindeki yıkıcı etkileri  aktarılmıştır. Yazımızda ayrıca, bölgede kurulan ve kurulacak yeni RES’lerin yerel halkın ekonomik ve sosyal  yaşamına, yörenin sürdürülebilir kalkınma potansiyeline olumsuz etkileri de açıklanmıştır.

Nihai ÇED Raporunun incelemesinden,  İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunca, görüş, itiraz ve taleplerimize  hiçbir şekilde yer verilmediği ve dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır.

Nitekim, Raporun “Bölüm IX: Halkın Katılımı” (sayfa 137) başlığı altında, Sarpıncık Köyü-Köy Kahvehanesi’nde 10.04.2014 tarihinde saat 11:00’da “ÇED Sürecine Halkın Katılımı Toplantısı” düzenlendiği ve yöre halkının katılım sağladığı belirtilmiştir. Oysa, “Halkın Katılımı Toplantısı”na, yerel halk  “Karaburun Yarımadası’nda mevcut kurulu RES’lere ilave olarak kurulacak yeni bir RES’in çarpan kümülatif etkiyle Yarımada’nın ve Sarpıncık-Hasseki bölgesinin sahip olduğu doğal/kültürel/ekonomik değerlerin geri dönüşsüz biçimde yok olmasına neden olacağı”  gerekçesiyle protesto ederek katılmamıştır. Halkın katılmayı reddetmesi nedeniyle toplantı yapılmamış ve bu durum, Karaburun Belediye Meclis üyeleri, Karaburun Kent Konseyi, Sarpıncık Mahallesi Muhtarının da  imzalarıyla tutanak altına alınmıştır. Tutanak ilgide kayıtlı yazımız ekinde Bakanlığınıza  gönderilmiştir.

Hal böyleyken, Çalık Rüzgar Enerjisi Elektrik Üretim Ltd. Şti., rapor ekinde verdiği “Nihai ÇED Raporu’nda yer alan tüm bilgi ve belgelerin doğru olduğu…” yönündeki taahhütnameye aykırı olarak yanlış bilgi vermiştir. İnceleme Değerlendirme Komisyonu da  Nihai ÇED Raporu ile  bu durumu onaylamıştır.

Sarpıncık RES Projesi Nihai ÇED Raporu’nun Çevre Kanunu ve ÇED Yönetmeliği hükümleri dikkate alınmadan, ÇED sürecine “Halkın Katılımı” ilkesinin yalnızca yazılı bir prosedürü yazılı olarak yerine getirilmesiyle sınırlı kaldığı kanısı hasıl olmuştur.  Bakanlığınızın nihai kararı verirken “Halkın Katılımı toplantısı yapılmıştır” ve “halk toplantıya katılmıştır”  iddiasını kabul etmeyeceğini ve yerel paydaşların  karşı çıkış gerekçelerini ve taleplerini dikkate almasını  beklemekteyiz.

Karaburun Yarımadası’nda, Mordoğan’dan  başlayarak Salman’a kadar uzanan bölgede Yarımada’nın neredeyse tüm tepelerini kaplayacak şekilde 6 firmaya 2005-2009 yılları arasında “ÇED gerekli değildir” raporu ve üretim lisansı verilmiştir. Bunlardan 2’si tamamlanmış ve kapasite artışı çalışmalarına başlanmıştır; 1’inin inşaatına başlanmış, 3’ü de çeşitli izinlerini tamamlama aşamasındadır. Sarpıncık RES projesi de bunlardan biridir.

Yalnızca, Lodos Karaburun Elektrik Üretim AŞ “Karaburun RES Projesi”, 2005 yılında verilen “ÇED gerekli değildir belgesi” ile 252 km²’lik alanda, yani Yarımada yüzölçümünün %61’inde, 166 türbin kurulumu planlamaktadır. Karaburun Yarımadası’nda “ÇED Gerekli Değildir” kararları ve üretim lisansları verilen projelerin kapladığı toplam alan Yarımada yüzölçümünün 2/3’üne yaklaşmıştır.

Konu, Nihai ÇED Raporunda vurgu yapıldığı gibi salt “enerji sektörü 2023 yılı hedefi” sınırları içinde değerlendirilemeyecek kadar vahim boyutlara ulaşmıştır. Görüldüğü üzere, bu yatırımların tümünün gerçekleşmesi Karaburun Yarımadası’nın tümüyle enerji üretim sahasına dönüşmesi, doğal ve sosyal yaşamın yok edilmesi anlamını taşımaktadır.

Nihai ÇED Raporu’nda, ilgide kayıtlı yazımız eklerinde yeralan flora-fauna varlığı kısmen kabul edilmekte ve iyileştirme önlemleri arasında işletmenin 2 yılı süresince nesli tehlike altında olan kuş varlığının nasıl etkileneceğinin gözleneceğinden söz edilmektedir. Bu geri dönüşü olmayan bir uygulamadır. 2 yıl sonra, örneğin, nesli tükenmekte olan küresel ölçekte koruma altındaki Ada Martısı, Yılan Kartalı “pardon, ölmüş, yok olmuş” mu denecektir ? Makilik alanların tahribinden sonraki aşama çölleşmenin habercisi olan frigana örtüsüne geçiştir. İzin verilen ölçüsüz yatırımların sonunda “Pardon, Yarımada çölleşmiş” mi denecektir ? Bunun sorumluluğu kime ait olacaktır ?

Yarımada’daki yatırımlar için hazırlanan ÇED Raporlarının hemen hepsinde, kuş varlığı ve yaban hayatının önemli türlerinden söz edilmekte, “risk analizi” veya  “iyileştirme önlemleri” bölümlerinde ise, bu türlerin komşu alanlara kayabilecekleri iddia edilmektedir. RES’lere ayrılan/ayrılması planlanan/talep edilen alanlara bakıldığında,bırakalım bu iddianın bilim dışılığını, Yarımada bütününde “barınılacak komşu alan” kalmadığı/kalmayacağı da açıkça görülecektir.

Yarımada’nın bu yaygınlıkta RES’lere ayrılması, toplam ve çarpan etkisiyle, deniz, dağ ve sulak alan ekosistemlerini  birarada barındıran nadir ekosistemin ve biyoçeşitliliğin yok olması anlamına gelmektedir. 

Nihai ÇED Raporunda T2, T3, T4, T5, T6, T7, T10 ve T11 numaralı türbinler tarım arazisi üzerinde, T1, T8, T9, T12, T13 ve T14 numaralı türbinlerin çayır-mera alanları üzerinde olduğu, bazı parsellerin vatandaşlar tarafından zeytinlik amaçlı olarak kiralandığı belirtilmektedir.

Karaburun Yarımadası’nının çok engebeli coğrafi yapısı nedeniyle tarım alanları çok kısıtlı ve bu nedenle de çok değerlidir. Şimdi, zeytinlik amaçlı olarak hazineden kiralanan alanlarda vatandaşlar ile yapılan kira sözleşmelerinin iptali, özel mülkiyet alanlarında acele kamulaştırma kararları ile bu alanların Sarpıncık RES projesi için tahsisi söz konusudur.

Yöre ekonomisi,  tarım (zeytin, erkenci ve yüksek kaliteli mandalina, enginar ve nergis, balcılık), keçi yetiştiriciliğine  ve turizme  dayanmaktadır. Yerel halkın geçim kaynakları, kalkınma potansiyeli ve bu anlamdaki ekonomik değeri de ekonomik ömrü 40 yıl olarak ifade edilen RES projelerinin tehdidi  altına alınmaktadır. RES’lerin bölgedeki ekonomik sosyal yaşam üzerindeki olumsuz etkileri de, kurulu RES’lerle ilgili devlet kurumlarının tesbitlerinin de yer aldığı, ilgide yazımızla Bakanlığınıza iletilmiştir.

Sarpıncık RES Projesi’nin;T1 türbini Sarpıncık Köyü’nün kuş uçuşu 650m doğusunda, T8 türbini 540m güneydoğusunda, T2 türbini Hasseki Köyü’nün 560m güneybatısında, T3 türbini Hasseki Köyü’nün 260m güneyinde, T4 türbini 630m güneydoğusunda yer almaktadır.

Karaburun RES Projesi, tamamlanmış 50 türbini Yaylaköyü tamamen çevreleyip, Bozköy, Tepeboz ve Hasseki köylerini etkilemektedir. Türbinler, Proje Dosyasında varlığından söz bile edilmeyen Yaylaköy yerleşiminin  480 m yakınından başlamaktadır. 166 türbinin kurulması öngörülen bu Proje dosyasında, türbin yerleşimi Çullu Mevkii’ne (Karaburun Merkez) 500m, Sarpıncık Köyüne  400m uzaklıkta tanımlanmıştır.

“Sarpıncık RES” projesi, bölgede  Öres A.Ş tarafından  kurulmakta olan  Salman RES ve  Lodos A.Ş tarafından kurulan Karaburun RES Projeleri ile komşu alanlardadır.

Enda Holding’e ait  Yaylaköy RES Projesi’nde türbinler yerleşim alanlarına,  Bozköy’ü de etkileyecek şekilde,  Karaburun RES projesinden daha yakın biçimde konumlandırılmıştır. Mordoğan Mahallesi ve Kösedere, Eğlenhoca yerleşimlerini etkileyen Ayen Enerji’ye ait Mordoğan RES projesi kapasite artışı ile Mordoğan Mahallesinin 150 m yakınına kadar türbin yerleşimi öngörmektedir. Bu bölgede, yine Enda Holding’e ait, Mordoğan ve Kösedere yerleşimlerini etkileyen  ikinci bir RES projesi bulunmaktadır.

Küçükbahçe yerleşimi yakınlarında ve Karaburun Merkez/İskele mahallesinde yerleşim alanlarının hemen yanına kurulan rüzgar ölçüm direkleri henüz bilgimiz olmayan olası yeni  türbinlerin habercisidir.

Görüldüğü gibi, Karaburun ilçesinin tüm yerleşim alanları RES’lerin kuşatması altına sokulmaktadır.

Gürültü, titreşim, manyetik alan, gölge etkisi, görsel kirlilik, türbin ışıkları insan sağlığı açısından çok önemli risk unsurlarıdır.

Yerleşim alanlarının çok yakınında konumlanan/projelendirilen türbinler insan sağlığını tehdit etmektedir. Kaldı ki, tarım ve hayvancılıkla geçinen Yarımada halkı, günün büyük bölümünü, yerleşim alanlarının dışında  arazide, yani Yarımada’ya yayılan türbinlerin civarında geçirmek zorunda bırakılmaktadır.

Karaburun Yarımadası’nda RES’lerin insan sağlığına ve sosyal varlığına  olumsuz önemli etkilerinden biri de, geçim kaynaklarının kaybı, yaşam alanları üstünde söz sahibi olamamak, yok varsayılmak ve  topraklarında gelecek görememelerinin kaygısıyla artan umutsuzluktur.

Sarpıncık ve Hasseki bölgesi,  bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan, ilginç özellik ve güzelliklere sahip olan ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı açısından mutlaka korunması gereken, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak 1. Derece Doğal Sit Alanlarını kapsamaktadır.

Meri Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin Ek-5 (3/d)  “Bilimsel araştırmalar için önem arzeden ve/veya nesli tehlikeye düşmüş veya düşebilir türler ve ülkemiz için endemik olan türlerin yaşama ortamı olan alanlar, biyosfer rezervi, biyotoplar, biyogenetik rezerv alanları, benzersiz özelliklerdeki jeolojik ve jeomorfolojik oluşumların bulunduğu alanlar” duyarlı bölgeler arasında sayılmaktadır. Ekli flora fauna listelerinin incelenmesinde Karaburun’un ve Sarpıncık-Hasseki bölgesinin endemik, nesli tükenen/tehlike altında olan flora/ fauna türlerine ev sahipliği yaptığı görülecektir.

Ayrıca Çevre Kanunu’nun 9.uncu maddesi uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından  “Özel Çevre Koruma Bölgeleri” olarak tespit ve ilan edilen alanlar, Meri Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin Ek-5 bölümünde Duyarlı Yöreler arasında değerlendirilmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından, “…ekosistem ile biyolojik çeşitliliğin korunmasını ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin devamlılığıyla ve gelecek nesillere aktarılabilmesi açısından mutlaka Özel Çevre Koruma Alanı olarak ilan edilmesi gereken ulusal ve uluslararası açıdan önemli bir yarımada…” olarak tanımlanan Karaburun Yarımadası’nın, tüm karasal alanı ile  çok önemli bir deniz alanının  ÖÇKA ilan edilmesi için Bakanlar Kurulu’na sunulmak üzere Teklif Raporu hazırlamıştır. Bu rapora,  Enerji Bakanlığı’nın Rüzgar Enerji Santrali (RES) yatırımları nedeniyle verdiği olumsuz görüş dışında, ilgili tüm Bakanlık/kurumlar (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Genel Kurmay Başkanlığı) olumlu görüşlerini bildirmiştir.

Bölgenin koruma alanı ilan edilmemiş olmasının, bu değerlere sahip olmadığı şeklinde değerlendirilemeyeceği açıktır. Bakanlığınız önerisiyle, ÖÇKA ilanı öngörülecek kadar değerli olan bölgede, tüm Yarımada’yı kaplayacak ölçüde yoğun ve yaygın RES projesinin uygulamaya geçmesi, doğal ve ekonomik/sosyal yaşamın yok edilmesi anlamına gelmektedir. T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı, Karaburun Yarımadası ÖÇKA İlan Teklif Raporu’nun arkasında durmaya ve bu çerçevede  ÇED Yönetmeliği kapsamında  gereğini yapmaya çağırıyoruz.

Karaburun Yarımadası, korunması/yaşatılması gereken bir ülke ve dünya mirasıdır. Bu kapsam içinde  değerlendirildiğinde, tarım/hayvancılık ve doğa ile barışık turizm olanaklarıyla bir ekonomik değerdir. Ancak koruma ve bozulma arasındaki geçişin yaşandığı çok kritik bir noktadır. Kümülatif ve çarpan etkisiyle, önce doğa, eko-sistem ve biyoçeşitlilik, ardından  yöre halkının ekonomik ve sosyal yaşamı üzerinde  geri döndürülemez tahribata neden olan/olacak girişimlerin ivedilikle önüne geçilmesi büyük önem taşımaktadır.

Tüm bu nedenlerle Sarpıncık RES Projesine, ÇED Olumlu Raporu verilmemesi talebimizi yineliyoruz. 

Gelecek nesillere, dünya miraslarını korumuş ve özgün değerleriyle kalkınmış örnek bir Yarımada bırakma inanç ve çabalarımızın Bakanlığınızca da paylaşılacağı düşüncesiyle, gereği için bilgilerinize saygılarımızla arz ederiz.

İpar BUĞRA DİLLİ / Karaburun Kent Konseyi / BAŞKAN

Dağıtım:

T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü)

T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü)

T.C İzmir Valiliği İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü

Karaburun Kaymakamlığı

Karaburun Belediyesi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir