DENİZ, YUSUF, İNAN

Bir yangın ormanından püskürmüş
genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı
sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri, aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı.
Atilla İLHAN
Anılarına, Mücadelelerine Saygıyla

YAŞASIN 1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI ve EMEK DAYANIŞMA GÜNÜ

1 Mayıs İşçi Bayramı ve Emek Dayanışma günü’nde alandaydık.
Karaburun Demokrasi Platformu paydaşı olarak Karaburun’da yapılan yürüyüşte pankartımızla yer aldık. Zeytinli Kavşak önünden – Cumhuriyet Meydanına yapılan yürüyüşe. KESK, DİSK, Karaburun Demokrasi Platformu, Kararaburun STK ları, Karaburun daki Siyasi Parti İlçe Temsilcilikleri katıldı.
Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan saygı duruşu ve İstal Marşımzın okunmasından sonra

DİSK Genel İş ‘e bağlı Karaburun Belediyesi Emekçileri adına konuşma yapıldı DİSK in bildirisi okundu.

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI FESTİVALİ

Karaburun İpar Buğra Parkı ve Gençlik – Kültür Merkezinde düzenlenen, Karaburun Belediyesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Festivali’nde Karaburun Kent Konseyi ve AKUT Yarımada olarak bizlerde yerimizi aldık. Çocuklarımızla Bayramımızı biüyük çoşkuyla kutladık. AKUT Gönüllüleri arkadaşlarımız, festivale katılanlara Afet Bilinçlendirme broşürlerini dağıttılar. Çocuklarımıza olumsuzluk yaşadıkları bir anda kullanacakları düdükleri hediye ettiler. Karaburun KentKonseyi olarak bizde İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür sanat Dairesi nin desteği ile edindiğimiz, çocuk kitaplarını, dünya klasiklerini festivale katılan çocuklarımıza hediye ettik. Karaburun Belediyesi de festivale katılan çocuklarımıza oyuncaklar, beceri geliştirici oyunlar hediye ettiler. 8-11 yaş çocuklarımız arasında düzenlenen “parkurdaki atıkları toplama yarışması” sonunda ilk üç sırada yer alan çocuklarımıza Belediyemizin hediyelerinin yanısıra Karaburun KentKonseyi olarak yol gösterici aydınlatıcı NUTUK ları AKUT Yarımada ekibiyle birlikte hedite ettik. Etkinlik 24 Nisan günü Mordoğan da Mordoğan Atatürk Ortaokulu nda tekrar yapılacak. Bayramımızı, Çocuklarımıza ve bizlere Bayram tadında yaşatan Başta Karaburun Belediye Başkanı’mız Sayın İlkay Girgin Erdoğan olmak üzere, emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz. Birlikte güzel günlere. Sevgiyle

KÖY ENİSTİTÜLERİNİN KURULUŞ GÜNÜ KUTLU OLSUN

Köy Enistitüleri’ nde, Bilmeyi, Öğrenmeyi, Düşünmeyi, Soru Sormayı, aklını Kullanmayı Öğretiyorlardı. Bu yüzden yaşatmadılar. Ama ışığını asla söndüremediler.

Demokrasinin iki çeşidi vardır. Biri zor ve gerçek olanı, öbürü de kolay olanı.
Topraksızı topraklandırmadan, işçinin durumunu sağlama bağlamadan, halkı esaslı bir eğitimden geçirmeden olmaz.
Bu zor demokrasidir, ama gerçek demokrasidir.
İkincisi, kağıt ve sandık demokrasisidir. Okuma yazma bilsin bilmesin, toprağı, işi olsun olmasın, demagojiyle serseme çevrilen halk, bir sandığa                                                                 elindeki kağıdı atar.
                                                             Böylece kendi kendini yönetmiş sayılır. Bu                                                                         oyundur, kolaydır.
                                                             İsmail Hakkı TONGUÇ

 

 

 

 

DÜNYA ÇİFTÇİ MÜCADELE GÜNÜ

Dünyanın Küçük Çiftçileri 1996 yılından beri 17 Nisan ı Çiftçi Mücadele Günü olarak belirledi.
Bu günü anmak adına, İzmir Yaşam Alanları ve Urla / Kadıovacık Mahallesi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi nin birlikte düzenlediği İklim Krizinde Tarım ve Gıda Forum Panel ine Karaburun Kent Konseyi olarak katıldık.
Yaşanılan global tarım ve gıda krizi – Kentimizde aile tarımı yapan çiftçilerimizin sorunları tartışıldı, çözüm yolları konuşuldu.
Toplantı da,
Ziraat Mühendileri Odası Temsilcisi
Ziraat Mühendisi Zerrin ÇELİK
Akademisyen Uygar Dursun YILDIRIM
Sosyolog Aydın YAKA

Çiftçi Sen Örgütlenme Sekreteri
Adnan ÇOBANOĞLU
değerli bilgiler ile sunumlarını yaptılar. Katılımcılar soru ve görüşleri ile panele katkı verdiler.
Birlikte olmak, tanış olmak, dayanışmak, konuşmak Çözüm Üretme yolunda başlangıçtır.
Düşünen, emek veren herkese teşekkürler.

AKUT DEPREM BİLİNÇLENDİRME SEMİNERLERİ

Karaburun Belediyesi & Karaburun Kent Konseyi olarak AKUT desteği ile düzenlenen
“Bizler Hazır Olmalıyız – Afet Bilinçlendirme Semineri” çalışmalarımızda bu gün Anbarseki, Saip, İskele ve Merkez mahallelerimizde yaşayanlarımız için Karaburun Halk Eğitim Merkezi’nde günün ilk seminerini verdik. Köylerimizde yaşayanlarımızın seminere ulaşımını yine Karaburun Belediyesi, araçları ile sağlandı.

Karaburun Belediye Başkanımız Sayın İlkay GİRGİN ERDOĞAN seminerimizin başlangıcında bizlerle bir arada olarak seminerimize katkı verdi. Daha sonra bu gün yapılacak Belediye Meclis Toplantısı için ayrıldı. Seminer öncesi Karaburun Belediyesi ve Karaburun Kent Konseyi adına AKUT Yarım Ada ekibine bizlere verdikleri katkılardan dolayı küçük hediyelerimizi sunduk. Hediyelerimiz bir plaket yerine Karaburun Belediyesi Seramik Atölyesinde katılımcıların yaptığı, tamamen kişiye özel bir benzeri olmayan seramik saksılarda, yeni ekilmiş çiçeklerdi.
Seminerimize Karaburun merkez mahallelerinde yaşayanların katılımı ne yazık ki beklentilerimiz doğrultusunda gerçekleşmedi. Bu durumu, içinde olduğumuz ramazan ayına ve yaşanan felaketin üzerinden yaklaşık iki ay geçmesi ile, ne yazık ki yine duyarlılığımızın eksilmeye yüz tutmasına bağladık.
Katılan Karaburunluların, seminere katılımı, konuya duyarlılıkları yüksekti. Seminerimiz boyunca soru cevap öneri paylaşımları yapıldı.
AKUT Yarımada Eğitim grubu Deprem öncesi tedbirleri, Deprem Sırası & Deprem Sonrası yapılması gerekenleri anlattılar.
Öğleden sonra Seminerimiz Mordoğan merkezde, Mordoğan mahalle kahvesinde gerçekleştirildi. Katılımcıların konuya duyarlılıkları sevindirici idi.
Seminerlerimizde Mahalle Afet Gönüllüleri oluşumunun önemi vurgulandı. AKUT ile yürüttüğümüz çalışmalarımızın ikinci etabında Mahalle Gönüllüleri Eğitimleri var. Bayram sonrası bu çalışmamızı hayata geçireceğiz. Bu gün de bize gösterdi ki Depreme ve Afetlere karşı duyarlılığımızı diri tutmalıyız, eğitimlerimizi, bu konulardaki paylaşımlarımızı sürdürülebilir hale getirmeliyiz.
“Bizler Hazır Olmak Zorundayız”



2 NİSAN DÜNYA OTİZM FARDINDALIK GÜNÜ

 

 

 

 

“Otizm tüm dünyada henüz yeterince iyi bilinen bir olgu değil. Bugün bunu aşmanın yolu klinik çalışmaların ilerleyebilmesinin yanı sıra toplumsal “farkındalık” ve “bilinç” ten de geçiyor. Bu bağlamda Dünya Otizm Farkındalık Günü anlam kazanıyor.
Otizmle ilgili farkındalık oluşturmak ve otizmli bireylerin sorunlarına çözüm bulmak amacıyla, 2 Nisan, Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan edildi. Nisan ayı da tüm dünyada “farkındalık ayı” olarak geçiyor. 2008 yılından bu yana tüm dünyada o gün ve ay boyu otizme dair birçok etkinlik düzenleniyor, yayın çıkarılıyor, eylem düzenleniyor. Otizm olgusu oldukça ses getiren bir şekilde kamuoyunda kendine yer bulabiliyor. Geçtiğimiz 10 yıla bakıldığında görülüyor ki, dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi, farkındalık etkinlikleri ülkemizde de otizmin tanınırlığına büyük bir katkı sağladı.
Otizm zor bir konu olarak bilim insanlarının önünde duruyor. Tıbbi bir hastalık, gelişimsel bir bozukluk olarak; pedagoji, tıp, nöroloji, genetik gibi bilimleri üzerinde çalışmaya zorlarken çok bilinmeyenli bir denklem gibi evrim, sosyoloji, antropoloji gibi alanların da araştırma konusu olabiliyor. Buna rağmen otizm tüm dünyada henüz yeterince iyi bilinen bir olgu değil. Bugün bunu aşmanın yolu klinik çalışmaların ilerleyebilmesinin yanı sıra toplumsal “farkındalık” ve “bilinç”ten de geçiyor. Bu bağlamda Dünya Otizm Farkındalık Günü anlam kazanıyor. Bu anlamın sadece bir günle sınırlı ve duygu sömürüsüne dayalı olmayan akılcı, bilimsel yöntemler ve toplumsal bilincin geliştirilmesiyle değerli olacağı bilinmesi gerekiyor.
OTİZM EŞİTSİZLİKLERİN NERESİNDE?
Eşitsizliklerin giderek derinleştiği Türkiye’de engelliler de bundan payını alıyor. Gelişimsel bozukluklar özelinde konuya bakıldığında ise otizmle yaşayan bireyler ve ailelerinin ağır sorunlarla karşı karşıya kaldığı görülüyor. Eğitim ve sağlığa erişim, istihdama katılım, sosyal haklar gibi alanlarda Türkiye ciddi açmazların içinde bulunuyor.
Erken tanı ve müdahalenin çok hızlı bir gelişim fırsatı yaratabileceği bilinirken bu yöndeki kurum, hizmetler ve profesyonellerin nitel ve nicel yetersizliği yüzbinlerce çocuk ve ailesi için zorlukların başlangıcı oluyor. İlerleyen yaşlarda uygun ve kaliteli eğitim, sağlık olanaklarından yararlanamayan ailelerin oranının oldukça yüksek olduğu biliniyor.
Yetişkin yaşlara gelindiğinde ise geçmiş yıllarda yeterli eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlanamamış birçok otizmli birey ailesinin olanakları ölçüsünde hayata tutunmaya çalışıyor. Birçok farklı ve gelişmiş yeteneklere sahip olabilen otizmli bireyler bu özelliklerini ifade edip ortaya koyabilecekleri alanlardan yoksun durumdalar. Aileler toplumsal yaşamda ağır bir damgalanma yüküyle karşı karşıya bulunurken çocuklarının istihdama katılamamasıyla, hatta bunu hayal dahi edememekle karşı karşıyalar. Oysa ki otizmli bireyler de herkes kadar çalışabilir duruma gelebilmekteler. Bugün Türkiye’de onlarca sivil toplum örgütü benzer sorunları dile getiriyor ve çözümler için arayış içindeler.