
KARABURUN YARIMADASI ENERJİ ÜRETİM SAHASINA DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR
Karaburun Yarımadası’nın 415 km²’lik yüzölçümünün 2/3’den fazlası, EPDK üretim lisanslarıyla, Çevresel Etki Değerlendirilmesi Gerekli Değildir Raporlarıyla Rüzgar Enerjisi Santrallerine tahsis edilmiş durumda. Tek bir firmaya Yarımadanın %61’i (252 km²) çevresel etki değerlendirilmesine bile gerek duyulmadan izinler verilmiştir.
Bu RES Projelerinin üçü tamamlanmış diğerleri çeşitli izinleri tamamlama aşamasındadır. Tamamlanan projeler kapasite artışı başvurularını yapıyorlar. Yarımadanın çeşitli yerlerine dikilen rüzgar ölçüm direkleri ise ise RES projelerini habercisi.
Konu, ÇED Raporlarında vurgu yapıldığı gibi salt “enerji sektörü 2023 yılı hedefi” sınırları içinde değerlendirilemeyecek kadar vahim boyutlara ulaşmıştır. Bu, Karaburun Yarımadası’nın tümüyle enerji üretim sahasına dönüşmesi, doğal ve sosyal yaşamın yok edilmesi anlamını taşımaktadır.
Çalık Rüzgar Enerjisi Elektrik Üretim Ltd. Şti.tarafından yapılması planlanan Sarpıncık RES projesi de bunlardan biridir.
Bu projenin ÇED süreci kapsamında 10.04.2014 tarihinde yapılmak istenen “Halkın Katılımı” toplantısına, yerel halk “Karaburun Yarımadası’nda mevcut kurulu RES’lere ilave olarak kurulacak yeni bir RES’in çarpan kümülatif etkiyle Yarımadanın ve Sarpıncık-Haseki bölgesinin sahip olduğu doğal/kültürel/ekonomik değerlerin geri dönüşsüz biçimde yok olmasına neden olacağı” gerekçesiyle protesto ederek katılmamıştır. Halkın katılmayı reddetmesi nedeniyle toplantı yapılmamış ve bu durum, Karaburun Belediye Meclis üyeleri, Karaburun Kent Konseyi, Sarpıncık Mahallesi Muhtarının da imzalarıyla tutanak altına alınmıştır. Tutanak 24.06.2014 tarihli yazımız ekinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderilmiştir.
Yazımızda, Karaburun Yarımadasının, flora ve fauna varlığı hakkında geniş bilgi verilmiş bölgede yeni bir RES yatırımın ekosistem ve zengin/nadir biyoçeşitlilik üzerindeki yıkıcı etkileri aktarılmıştır. Yazımızda ayrıca, bölgede kurulan ve kurulacak yeni RES’lerin yerel halkın ekonomik ve sosyal yaşamına, yörenin sürdürülebilir kalkınma potansiyeline olumsuz etkileri de ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
30 Ekim 2014 tarihinde Bakanlık tarafından, Sarpıncık RES ile ilgili olarak hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporunun, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunca yeterli bulunduğu, nihai kabul edildiği ve raporun 10 (on) gün halkın görüşüne açıldığı ilan edilmiştir.
Nihai ÇED Raporunun incelemesinden, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunca, görüş, itiraz ve taleplerimize hiçbir şekilde yer verilmediği ve dikkate alınmadığı görülmüştür.
Hatta, Raporun, “Bölüm IX: Halkın Katılımı” (sayfa 137) başlığı altında, Sarpıncık Köyü-Köy Kahvehanesi’nde 10.04.2014 tarihinde saat 11:00’da “ÇED Sürecine Halkın Katılımı Toplantısı” düzenlendiği ve yöre halkının katılım sağladığı belirtilmiştir. Çalık Rüzgar Enerjisi Elektrik Üretim Ltd. Şti., rapor ekinde verdiği “Nihai ÇED Raporun’da yer alan tüm bilgi ve belgelerin doğru olduğu…” yönündeki taahhütnameye aykırı olarak yanlış bilgi vermiştir. İnceleme Değerlendirme Komisyonu da Nihai ÇED Raporu ile bu durumu onaylamıştır.
Nihai ÇED Raporunda, flora-fauna varlığı kısmen kabul edilmekte ve iyileştirme önlemleri arasında işletmenin 2 yılı süresince nesli tehlike altında olan kuş varlığının nasıl etkileneceğinin gözleneceğinden söz edilmektedir. Bu geri dönüşü olmayan bir uygulamadır. 2 yıl sonra nesli tükenmekte olan küresel ölçekte koruma altındaki Ada Martısı yok olmuş mu? denecektir. Makilik alanların tahribinden sonraki aşama çölleşmenin habercisi olan frigana örtüsüne geçiştir. İzin verilen ölçüsüz yatırımların sonunda pardon Yarımada çölleşmiş mi denececektir.
Yarımadanın bu yaygınlıkta RES’lere ayrılması, toplam ve çarpan etkisiyle, deniz, dağ ve sulak alan ekosistemlerini birarada barındıran nadir ekosistemin ve biyoçeşitliliğin yok olması anlamına gelmektedir.
Nihai ÇED Raporunda türbinlerin tarım arazisi ve çayır-mera alanları üzerinde olduğu,bazı parsellerin vatandaşlar tarafından zeytinlik amaçlı olarak kiralandığı belirtilmektedir. Karaburun Yarımadası’nın çok engebeli coğrafi yapısı nedeniyle tarım alanları çok kısıtlı ve bu nedenle de çok değerlidir. Şimdi, zeytinlik amaçlı olarak hazineden kiralanan alanlarda vatandaşlar ile yapılan kira sözleşmelerinin iptali, özel mülkiyet alanlarında acele kamulaştırma kararları ile bu alanların Sarpıncık RES projesi için tahsisi söz konusudur.
Yöre ekonomisi, tarım (zeytin, erkenci ve yüksek kaliteli mandalina, enginar ve nergis), keçi yetiştiriciliğine ve turizme dayanmaktadır. Yerel halkın geçim kaynakları, kalkınma potansiyeli ve bu anlamdaki ekonomik değeri de ekonomik ömrü 40 yıl olarak ifade edilen RES projelerinin tehdidi altına alınmaktadır.
Sarpıncık RES Projesinde türbinlerin Sarpıncık köyünü 500m-600m mesafede çevrelemesi, Haseki köyünün 260 m yakınına konumlanması öngörülüyor. Karaburun RES Projesi tamamlanmış 50 türbini Yaylaköyü tamamen çevreleyip, Bozköy, Tepeboz ve Haseki köylerini etkilemektedir. Türbinler, Proje Dosyasında varlığından söz bile edilmeyen Yaylaköy yerleşiminin 480 m. yakınından başlamaktadır. 166 türbinin kurulması öngörülen Proje dosyasında, türbin yerleşimi Çullu’ya (Karaburun Merkez) 500 m, Sarpıncık Köyüne 400 m uzaklıkta tanımlanmıştır. “Sarpıncık RES” projesi, bölgede Öres’ A.Ş tarafından kurulmakta olan “Salman RES” ve Lodos A.Ş’nin “Karaburun RES” Projeleri ile komşu alanlardadır.
Enda Holding’e ait Yaylaköy RES Projesinde türbinler yerleşim alanlarına, Bozköyü de etkileyecek şekilde, Karaburun RES projesinden daha yakın biçimde konumlandırılmıştır. Mordoğan Mahallesi ve Kösedere, Eğlenhoca yerleşimlerini etkileyen Ayen Enerjiye ait Mordoğan RES projesi kapasite artışı ile Mordoğan Mahallesinin 150 m. yakınına kadar türbin yerleşimi öngörmektedir. Bu bölgede, yine Enda Holdinge ait, Mordoğan ve Kösedere yerleşimlerini etkileyen ikinci bir RES projesi bulunmaktadır.
Karaburun İlçesinin tüm yerleşim alanları RES’lerin kuşatması altına sokulmaktadır.
Yerleşim alanlarının çok yakınında konumlanan/projelendirilen türbinler insan sağlığını tehdit etmektedir. Kaldı ki, tarım ve hayvancılıkla geçinen Yarımada halkı, günün büyük bölümünü, yerleşim alanlarının dışında arazide, yani Yarımada’ya yayılan türbinlerin altında geçirmek zorunda bırakılmaktadır.
Karaburun Yarımadas’nda RES’lerin insan sağlığına ve sosyal varlığına olumsuz önemli etkilerinden biri de, geçim kaynaklarının kaybı, yaşam alanları üstünde söz sahibi olamamak, yok varsayılmak ve topraklarında gelecek görememelerinin kaygısıyla artan umutsuzluktur.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından, “…ekosistem ile biyolojik çeşitliliğin korunmasını ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin devamlılığıyla ve gelecek nesillere aktarılabilmesi açısından mutlaka Özel Çevre Koruma Alanı olarak ilan edilmesi gereken ulusal ve uluslararası açıdan önemli bir yarımada…” olarak tanımlanan Karaburun Yarımadası’nın, tüm karasal alanı ile çok önemli bir deniz alanının ÖÇKA ilan edilmesi için Bakanlar Kurulu’na sunulmak üzere teklif raporu hazırlamıştır. Bu rapora, Enerji Bakanlığı’nın Rüzgar Enerji Santrali (RES) yatırımları nedeniyle verdiği olumsuz görüş dışında, ilgili tüm Bakanlık/kurumlar (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Genel Kurmay Başkanlığı) olumlu görüşlerini bildirmiştir.
Karaburun Yarımadası, korunması/yaşatılması gereken bir ülke ve dünya mirasıdır. Bu değerleriyle birlikte, tarım/hayvancılık ve doğa ile barışık turizm olanaklarıyla bir ekonomik değerdir. Kümülatif ve çarpan etkisiyle, önce doğa ve eko-sistem, ardından yöre halkının ekonomik ve sosyal yaşamı üzerinde geri döndürülemez tahribata neden olan/olacak girişimlerin ivedilikle önüne geçilmesi büyük önem taşımaktadır.
TÜM BU NEDENLERLE SARPINCIK RES PROJESİNE, ÇED OLUMLU RAPORU VERİLMEMESİ TALEBİMİZİ YİNELİYORUZ.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığına 08/11/2014 tarihinde gönderilen Sarpıncık RES Projesi Nihai ÇED Raporuna itiraz yazımız Karaburun Kent Konseyi web sayfasında paylaşılmıştır.
KARABURUN KENT KONSEYİ