Lodos A.Ş.’ne ait Karaburun RES’in 47 ilave türbinlik kapasite artışı projesine T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı’, 04.12.2015 tarihinde iptali istemiyle 78 Karaburunlu davacı tarafından yargıya taşınmıştı.
İzmir 6. İdare Mahkemesi; “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının verilmesinden sonra, projeye ait üretim lisansının tadil edildiği ve kapasite artışına konu 47 türbinin tamamının projede belirtilen koordinatlarının dışında konumlandırıldığı, bu suretle de ÇED Olumlu Kararı verilen RES sahası etki alanının değiştiği, gerçekleştirilmesi planlanan kapasite artışına ilişkin projenin son halinin esas alınarak yeniden proje tanıtım dosyası hazırlanarak ÇED sürecinin başlatılması gerektiği sonucuna varmış ve oybirliğiyle verdiği, 15/12/2016 tarihli kararıyla Karaburun RES’in ÇED Olumlu Kararını iptal etmiştir..
Karaburun RES’in Karaburun Yarımadası’nda yayılmasını durdurmak için verilen hukuk mücadelesi sürdürülmektedir. Türbin yerleşimleri ise muammaya dönüşmüştür.
Karaburun RES’in türbinlerinin koordinatları (yerleşimleri), 252 km2’lik alanda yani Karaburun Yarımadasının %61’ine 166 rüzgar türbini kurulması için 05/08/2005 tarihinde verilen akıl almaz “ÇED Gerekli Değildir” kararından bu yana sürekli değiştiriliyor.
EPDK, “ÇED Gerekli Değildir” Kararına dayanarak, Karaburun RES’e 50 türbin kurulumu için ilk üretim lisansını 29/05/2008 tarihinde vermiştir. Firmanın talebi üzerine EPDK bu lisansı da iptal etmiş ve ikinci bir üretim lisansını 18.08.2011 tarihinde vermiştir. Bu Lisansla Yarımada’da 104 km²’lik bir alan proje sahası olarak Lodos A.Ş. ‘ye tahsis edilmiş oldu.
Bu üretim lisansı da, kurulu 50 türbin ve 47 türbinlik kapasite artışı için 27.03.2014’te tadil edildi. Üstelik bu yeni üretim lisansının da ne türbin koordinatları ne de türbin güçleri “ÇED Gerekli Değildir” kararındaki koordinatlar ve güçlerle uyuşmuyordu. Açılan davada Mahkeme, Karaburun RES Üretim Lisansını 25/05/2015 tarihinde oybirliğiyle aldığı kararla iptal etti.
EPDK, Karaburun RES Projesinin Yaylaköy-Tepeboz-Bozköy sırtlarında kurulu 50 türbini için 38 km²’lik proje sahasında yeni bir üretim lisansı daha verdi (11/06/2015). 47 türbinlik kapasite artışı için ise ÇED süreci başlatıldı.
Karaburun RES’in bu yeni ÇED Projesinde: 47 türbinin, 50 türbinin kurulu olduğu sahada 0,8 km²’lik bir alana yerleştirileceği yazıyordu, ancak Lodos A.Ş., 2005 yılında verilmiş olan ilk ÇED Gerekli Değildir kararında tahsis edilmiş olan Karaburun’un %61’inin tekrar tahsisini talep ediyordu. Bölgede kurulu türbinlerin yaptığı tahribatın, ilave 47 türbinle katlanarak artacağı, bu kadar büyük bir alanının RES Projesine tahsisinin ekolojik ve sosyal yıkıma neden olacağı gerekçesiyle Karaburunlular, ÇED Kararının iptali için dava açtılar. Dava dilekçesinde, toplam proje alanının büyüklüğü 0,8 km² ise bunun 208 katı büyüklüğünde bir alanda keçi yetiştiriciliği mi yapmayı planladıkları (!!) sorulmuştu.
Öyle değilmiş !! “ÇED Olumlu Kararı” verildikten 7 ay sonra 26/07/2016 tarihinde, yargı süreci devam ederken, 47 türbinin yerleşim yerlerini tümüyle değiştirerek, yeni türbinleri Yarımada’ya yayan EPDK tarafından kurul kararı alındı. KARABURUN RES’İN KAPASİTE ARTIŞI İÇİN VERİLEN ÇED OLUMLU KARARI, AÇILAN DAVA SONUCU, YİNE TÜRBİN KOORDİNATLARINDA SONRADAN YAPILAN DEĞİŞİKLİK NEDENİYLE İPTAL EDİLDİ.
Lodos firmasının Yarımada’nın %61’ine yayılmak için yaptığı bu tadilat başvuruları beklenmedik değil, Karaburunlular için şaşırtıcı olan EPDK’nun, üretim lisansında yaptığı tadilatta yeni türbin yerleşimlerinin, ÇED Projesinde belirtilen türbin yerleşimlerinden kilometrelerce uzakta olduğunu değerlendirmemiş olması.
Şunun iyi bilinmesini isteriz ki, bu hukuk mücadelesi, yüzölçümünün %71’i RES proje sahası olarak, zeytinlikleri, meraları da dahil olmak üzere, 6 firmaya tahsis edilen, evlerin 150 m. yakınına kadar türbin kurulumuna izin verilebilen, Türkiye’nin Önemli Doğa Alanlarından biri olan, Özel Çevre Koruma Alanı İlanı için Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünce Teklif Raporu hazırlanan bu çok özel ve hassas Yarımada’nın yaşam hakkı ve yaşam alanlarını koruma mücadelesidir.
Bu hukuk mücadelesini Karaburunlular adına büyük bir özenle yürüten Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatlarına içtenlikle teşekkür ederiz.
KARABURUN YURTTAŞ DAVACILARI – KARABURUN KENT KONSEYİ