Küçükbahçe’de Bir Balık Çiftliği Protestosu Daha..

KARABURUN YARIMADASI İŞGAL ALTINDA !.. BUNUN ADI YATIRIM DEĞİL, TALAN !… KARABURUN YARIMADASI BIÇAK SIRTINDA!

YETER ARTIK! BU VURDUMDUYMAZLIĞA BİR SON VERİN! BU ACIMASIZLIĞI, DOĞAYA-YEREL YAŞAMA KARŞI İŞLENEN BU SERİ CİNAYETLERİ DURDURUN!

Çamlı Yem Besicilik San. ve Tic. A.Ş. firması tarafından Karaburun Küçükbahçe kuzey mevkiinde kurulması planlanan ‘2500 ton/yıl Kapasiteli Su Ürünleri Yetiştiriciliği Tesisi’ ile  ilgili Çevresel Etki Değerlendirme süreci kapsamında  11 Kasım 2014  tarihinde Saat: 14.00’de  Küçükbahçe Köyü Kıraathanesi’nde “Halkın Katılımı Toplantısı” yerel paydaşlar ve halkın yoğun protestosu nedeniyle gerçekleşmedi.

Yerel paydaşların toplantı tutanağına şerh koymağı isteği kurum yetkilileri tarafında kabul edilmedi. Bunun üzerine protestoya katılan katılımcılar “toplantının yapılmadığına ve yerel halkın toplantıya katılmadığına” dair hazırladıkları tutanağı ilgili kurumlara göndermek üzere imzaladı.

Protestoya;  Karaburun Belediye Başkanı, Karaburun Belediye Meclis Üyeleri, Muhtarlar, Karaburun Kent Konseyi, Egeçep, Yarımadada bulunan STK’lar ve Köylüler destek verdi.

Yazılı ve görsel basının da izlediği protestoda; “Balık Çiftliği İstemiyoruz”, “Karaburun Yarımadası İçin Acil Koruma”, “Dur! Balık Çiftliğine Kapalı Alan”, “Küçük Balık Yoksa, Büyük Balık Da Yok”,” Denizlerde Talana Hayır”, “Balık Çiftlikleri, Trol ve Gırgır’a Karşı Denizlerimizi Koruyoruz”,“Halka , Akdeniz Foku’na ve Poyraz’a Karşı Çiftlik Kurulmaz”  pankartları taşındı.

Karaburun Kent Konseyi Genel Sekreteri Çiğdem Akçura tarafından yapılan basın açıklamasında;

“Bu “Halkın Katılımı Toplantısı”nı protesto ediyor ve katılmıyoruz. Çünkü bundan öncekiler gibi bunun da amacı sadece bürokratik bir işlemi tamamlamaktan ibaret. Çünkü Bakanlık, balık çiftliklerinin denizlerimiz, kıyılarımız ve insan yaşamı üstündeki yıkıcı etkileri üstüne gönderdiğimiz raporları dikkate almıyor. Çünkü bölge halkını, yerel dinamikleri umursamıyor, yok sayıyor.

98.000 m2 deniz alanını kapsaması planlanan bu proje de gerçekleşirse, balık çiftliklerinin yalnızca Küçükbahçe mevkiinde kapladıkları alan 520.000 m2’yi geçecek.

Balık çiftlikleri, antibiyotik ve parazit ilaçları, balık dışkıları, yem artıkları, ölü balıklar ve kesilen kısımları, mazot, sintine suyu gibi atıkları, 1. Derece doğal sit alanları içinde kalan kıyılarda konumlanan destek birimleriyle, mavi bayraklı plajlara ve bakir koylara sahip olan Karaburun Yarımadası’nda denizi ve kıyıları kirleterek, görsel kirlilik yaratarak eko/agro turizm proje ve uygulamalarını, sürdürülebilir kıyı balıkçılığını baltalıyor, halkın geçim kaynaklarını yok ediyor, insanların denizden yararlanmasını tehdit ediyor.

Balık çiftlikleri, Türkiye’nin de imzaladığı uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan Akdeniz Foklarının Karaburun denizlerindeki varlığına, barınma ve üreme olanağına karşı tehdit oluşturuyor.

Denizlerimizde yoğun olarak bulunan Deniz Çayırları ve bunların içinde  barınan türler, balık çiftliklerinin yarattığı aşırı kirlilik ve oksijensiz kalan ortam nedeniyle ciddi zarar görüyor. Türkiye’nin de imzacısı olduğu Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesine göre koruma altında olması gereken Deniz Çayırları, denizlerimizin oksijen stoklarını sağlıyor; yavru ve ergin deniz canlıları için korunma ve barınma ortamı olan Deniz Çayırlarının yok olması denizlerde yaşamın, kıyı balıkçılığının yok olması demektir.

İşte bu nedenlerle balık çiftliklerinin kurulmasına karşı çıkıyoruz. İşte bu nedenlerle Halkın Katılımı Toplantısını, sonucu önceden planlanmış bir oyun olarak değerlendiriyor, protesto ediyor ve katılmıyoruz.

Sonuç olarak:

  • Yarımada’da denizel ve kıyısal ekosistem ve biyoçeşitlilik ile eko/agro turizme dayalı kalkınma potansiyelini tehdit eden tüm balık çiftlikleri bir plan dahilinde kaldırılmalıdır;
  • Tek bir balık çiftliğinin daha kurulmasına, kapasite artış ve yer değiştirme taleplerine izin verilmemelidir;
  • Karaburun Yarımadası denizel ve karasal alanlarında süren/planlanan tahripkar yatırımlar durdurulmalıdır;
  • Karaburun Yarımadası, ivedilikle, kendi yerel değerleriyle kalkınacağı, istihdamın bu kalkınma temelinde sağlanacağı, bütünsel koruma şemsiyesi altına alınmalıdır”, denildi.

KARABURUN KENT KONSEYİ

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir