Küçükbahçe Köyü Bir Kez Daha Dur Dedi!..

IMG_0835 - Kopya

 

IMG_0839 - Kopya

IMG_0837

IMG_0850 - Kopya

Küçükbahçe mevkiinde Egemarin (Elektrosan) firması tarafından, 2.500 ton/yıl kapasiteyle, 117.600 m² deniz alanını kapsayacak tesis için ÇED süreci başlatıldı. Bu çerçevede, prosedür gereği sözde “Halkın Katılımı” Toplantısı 28/05/2013 Salı günü saat:12.00’de Küçükbahçe Köy Kahvesinde halkın yoğun protestosu nedeniyle gerçekleşmemiştir.

Karaburun Yarımadası halkı Yarımada’da balık çiftliklerine karşı çıkmaktadır, çünkü : – Antibiyotik ve parazit ilaçları, yem ve balık artıkları, mazot, sintine suyu gibi atıkları, kıyılarda konumlanan destek birimleriyle, Karaburun Yarımadası’nın nadir ekosistemi ile kıyı ve deniz içi flora ve faunası tahrip edilmektedir.
– Yarımada kıyıları, dünyanın en nadir memelileri arasında yer alan ve Türkiye’nin de imzacısı olduğu uluslararası sözleşmeler ( Bern ve Barcelona) kapsamında koruma altında olan Akdeniz Foku’nun (Monachus monachus) kalan son üreme ve yaşam alanlarındandır. Bu alanları içine alan balık çiftlikleri, koruma sorumluluğu ve yükümlülüğünde olduğumuz Akdeniz Fokları için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
– Karaburun denizleri, Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi kapsamında koruma altına alınan, Akdeniz’in oksijen stoklarını sağlayan deniz çayırları (Posidonia oceanica) bakımından zengindir. Oluşan kirlilik nedeniyle, deniz çayırları ve içinde barınan türler, aşırı kirlilik ve oksijensiz kalan ortam nedeniyle ciddi zarar görmekte ve yok olmaktadır.
– Yarımada’nın güzelim koylarını kapatan balık çiftlikleri, geniş alanlar kaplayan balık kafesleri ve yarattığı kirlilikle sürdürülebilir balıkçılık yöntemleri olan kıyı ve çökertme dalyanı balıkçılığını da baltalamaktadır.
– Mavi bayraklı plajlara ve bakir koylara sahip olan Karaburun Yarımadası’nda denizi ve kıyıları hızla kirleten balık çiftlikleri, görsel kirlilikle birlikte, ekosistemle uyumlu turizm proje ve uygulamaları ve tarımsal faaliyetlere de zarar vermektedir. – Balık çiftlikleri, kurulmalarının yasayla yasaklanmış olduğu “hassas alan niteliğindeki kapalı koy ve körfez alanları”nı da kapsamaktadır.

Bölgede balık çiftliği gibi doğa ve sosyal yaşam üzerinde geri dönüşsüz yıkıcı etkileri olan ve yöre ekonomisine katkısı olmadığı gibi, yerelin varlığını yok etme riskini de taşıyan yatırımlar ve verilen izinler yanlıştan da öte deniz ve kıyı ekosistemine/yaşama yönelik seri cinayetlere dönüşmüştür.

Tüm bu nedenlerle halk, toplantıya katılmayı reddetmiştir.

İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Egemarin Su Ürünleri San. Tic. A.Ş ve Atılım Çevre Danışmanlık San.Tic.Ltd.Şti (ÇED Raporu Hazırlayan Firma) temsilcilerinin hazır bulunduğu toplantıda “ Toplantı yerinde hazır bulunan vatandaşlar, toplantının yapılacağı kahvehaneye girmeyerek, balık çiftliklerine karşı olduklarını belirterek, proje hakkında bilgi almayı kabul etmemişlerdir”denilerek hazırlanan tutanak imza altına alınmıştır.

Karaburun Kent Konseyi’nin organize ettiği protestoya; Küçükbahçe, Parlak Köy Muhtarları, Parlak, Salman ve Küçükbahçe Köy halkı ayrıca, Karaburun Çevre Kültür Turizm Birliği, Karaburun Gündelik Yaşam Bilim ve Kültür Derneği, Yarımada Ortak Yaşam Platformu, Karaburun Sivil İnisiyatif, Karaburun Yerel Fok Komitesi, SS.Karaburun Kalkınma Kooperatifi, Yarımada Sosyal Sorumluk Derneği, Karaburun Kent Konseyi Doğa Koruma Çalışma Grubu ve Kadın Meclisi üyeleri katıldı.

Konuyla ilgili basın açıklaması Karaburun Kent Konseyi Doğa Çalışma Grubu Sözcüsü Hüsnü Dilli tarafından okundu.

Bildiride; Bu izin ve başvurularla Yarımada denizleri toplam 54.000 ton/yıl kapasiteli balık çiftliklerinin saldırısıyla karşı karşıyadır. Bu bir çevre ve sosyal yaşam katliamıdır. Yarımada’nın tarıma en elverişli coğrafyasına sahip olan Küçükbahçe ve Parlak Köyü yöresi ekosistemle barışık turizm faaliyetlerine son derece uygun koylarıyla da ünlüdür. Yarımada çeşitli düzeylerde koruma statüsüne sahip türleri de içeren çok zengin bir flora ve faunaya, zengin bir sosyo-kültürel yaşama sahiptir. Doğal ve sosyal değerlerimizin geleceği koruyarak kullanma ilkesine dayalı sorumlu ve korumacı kırsal kalkınmaya bağlıdır. Bölge Halkı, Yerel Yönetimleri, Kent Konseyi ve ilgili STK’lar bu konuda ortak bir bilince ve görüşe sahiptir. Bölgede balık çiftliği gibi kirletici, habitatı bozucu, kıyıdaki sosyal ve ekonomik yaşamı doğrudan etkileyen yatırımlar ve verilen izinler yanlıştan da öte deniz ve kıyı ekosistemine yönelik seri cinayete dönüşmüştür. Tüm bu nedenlerle, zengin flora-faunasıyla biyoçeşitliliğinin korunması adına ve bu değerlerle örtüşen sürdürülebilir gelişme perspektifinin gereklerine sahip çıkarak : • Yeni balık çiftliklerine, kapasite artırma taleplerine izin verilmemesini ve mevcut balık çiftliklerinin kaldırılmasını talebimizi bir kez daha yineliyor ve • Bölge halkının kendi yaşamı ve içinde yer aldığı doğal çevre üstünde söz ve karar sahibi olma hakkı ile doğamızı ve sağlıklı yaşam hakkımızı savunuyoruz. KARABURUN YARIMADASI’NDAKİ BU DOĞA YIKIMI GERİ DÖNÜLMEZ BİR NOKTAYA GELMEK ÜZERE. YARIMADA BIÇAK SIRTINDA. DUYARLI TÜM KİŞİ, KURUM VE KURULUŞLARI ÇABALARIMIZA DESTEK VERMEYE VE GÜÇBİRLİĞİNE ÇAĞIRIYORUZ. denildi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir