KARABURUN’A İYİ BAK
KARABURUN’UN BÜTÜNSEL BİR YAKLAŞIMLA KORUNMASI VE ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ (ÖÇKB) İLANI
Eşsiz coğrafyası, endemik ve nadir türleri içeren zengin biyoçeşitliliği ve halen yaşatılmakta olan kadim kültürüyle dünya mirası olan Yarımada, bu değerlerle birebir örtüşen kırsal kalkınma potansiyeliyle birlikte değerlendirilmesi ve bütüncül bir yaklaşımla korunması gereken nadir alanlardan biridir. Karaburun Yarımadası’nın tüm bileşenleri, Yarımada’nın korunarak kalkınması konusunda ortak bilince ve görüşe sahiptir.
Dolayısıyla, Yarımada’da uzun süredir, bir yandan önce ekosistemi ardından sosyal ve kültürel yaşamı yok olma noktasına getiren tahripkar yatırımlara karşı mücadele sürerken, diğer yandan Yarımada’nın bütünsel bir yaklaşımla, doğa-insan birlikteliğini ve sürdürülebilir kırsal kalkınmayı birarada değerlendiren koruma modelleri üzerinde çalışmalarımız sürmekteydi.
Bu çerçevede, Unesco İnsan ve Biyosfer Programı kapsamında diğer koruma modelleri üzerinde uluslararası bir şemsiye işlevi de gören Biyosfer Rezerv Alanı üzerinde çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Karaburun Kent Konseyi Doğa Koruma Çalışma Grubu tarafından, Yarımada üzerine araştırmaları olan bilim insanlarının doğrudan katılımıyla veya araştırmalarından yararlanarak “Karaburun Yarımadası Biyosfer Rezerv Alanı Ön Değerlendirme Raporu” hazırlanmış ve bu Rapor Belediye (Karaburun-Mordoğan) Meclisleri, Köy Muhtarlıkları ile Karaburun Kent Konseyi Genel Kurulunda paylaşılmıştır. Bu raporda, Karaburun Yarımadası’nın Biyosfer Rezerv Alanlarının;
-insan müdahalesinden az etkilenmiş bir ekosisteme sahip olmak,
-biyoçeşitlilik açısından önem taşımak ve
-sürdürülebilir kalkınma çabalarına örnek olabilecek olanaklar sunmak,
olarak belirlenen üç ana kriterini halen karşıladığı sonucuna varılmıştır.
Bu süreçte, İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından hazırlanarak Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne gönderilen ilk ÖÇKB teklifinde, Balıklıova’dan Sarpıncık Feneri’ne kadar dar bir kıyı şeridini kapsayan bir alanın koruma bölgesi olarak tanımlandığı, denizel alan ile karasal alanın çok büyük bölümünün dikkate alınmadığı görülmüştür; bu durum kapsam dışında bırakılan alanların yatırımlara ayrıldığı endişesine neden olmuştur.
Koruma alanının tüm Yarımada’yı ve denizel alanını kapsayacak şekilde genişletilmesi için Biyosfer Rezerv Alanı raporumuzdan hareketle hazırlanan görüşümüz, Belediye Meclisleri, Muhtarlıklar, Su Ürünleri Kooperatifleri ile yapılan toplantılardan ve Karaburun Kent Konseyi web sayfasında paylaşılmasından sonra Karaburun Belediye Meclisinde görüşülmesi için Karaburun Belediyesi’ne gönderilmiştir. Karaburun Belediyesi’nin 05 Nisan 2013 tarihindeki Meclisinde görüşülerek karar altına alınan rapor Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne gönderilmiştir. Anılan Genel Müdürlük temsilcilerinin Mayıs ayında Yarımada’ya yaptıkları inceleme gezisinde, heyete Yarımada’nın korunmasına ilişkin yukarıdaki görüşümüz sunulmuş, yarımadanın önemli alanlarında gözlem çalışması yapılmış, araştırma ve raporlarımız iletilmiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünce hazırlanan “Karaburun Yarımadası Öneri Özel Çevre Koruma Bölgesi İnceleme ve İlan Gerekçe Raporu” görüş için ilgili Bakanlıklara gönderilmiştir. Bu görüşlerin tamamlanmasından sonra Öneri onaylanmak üzere Bakanlar Kurulu’na gönderilecektir. Sayın İlknur Denizli’nin basın açıklamasında yeralan haritadan, önerilen ÖÇKB’nin Karaburun Yarımadası’nın tüm karasal alanını ve geniş kapsamlı denizel alanı kapsadığı anlaşılmaktadır.
Gelinen noktada, köy toplantılarının, eylemlerinin, yazışmaların, raporların, hukuki girişimlerin, kamuoyu yaratma çabalarının, özetle, Yarımada’nın uzun süredir verdiği mücadelenin sonucu olarak yaratılan farkındalığın belirleyici rolü olmuştur. 17-18 Ağustos “Karaburun’a İyi Bak” Buluşması” da, Yarımada’daki tahripkar yatırımlara dikkati çekmek ve Yarımada’nın bütünsel olarak korunma zorunluluğunu kamuoyu ile paylaşmak amacıyla, bu mücadele sürecinin bir evresi olarak düzenlenmiştir.
Doğanın ve kırsal yaşamın korunması için başlayan bu mücadele sürecinin öncelikle tüm Yarımada ve Türkiye’nin, “dünya mirası” olduğu için de uluslararası platformların ortak çabasını, desteğini gerekli kıldığının bilincindeyiz. Bu anlamda katkı sağlayan, emek veren tüm kişi ve kuruluşlara içtenlikleteşekkür ederiz.
Bugün itibariyle en acil ve önemli konu :
Karaburun ÖÇKB İlanı Öneri Raporunun, Yarımada’nın karasal, denizel ve kıyısal alanlarıyla birlikte tamamını kapsayacak şekilde Bakanlar Kurulu’nda onaylanmasını sağlamaktır.
Bu süreçte, öncelikli konuların :
– Koruma ve bozulma arasındaki geçişin yaşandığı tam kritik noktada yani bıçak sırtında olan Yarımada’da balık çiftlikleri, bölge için çok yoğun ve yaygın olan rüzgar enerjisi santrali (RES) projeleri ile maden/mermer/taş/mıcır ocakları gibi sektörlerde yeni yatırımlara izin verilmemesini,
– Başvurusu yapılmış ve/veya izni verilmiş ama uygulamaya geçmemiş olanların iptal edilmesi için gerekli kararların ivedilikle alınması ve uygulanmasını,
– Denizel ve kıyısal ekoturizmin önündeki en büyük tehlike olan balık çiftliklerinin kaldırılmasını,
-Yaylaköylülerin sağlıklı yaşamını tehdit eden köy içindeki RES türbinlerinin kaldırılmasını,
– Yarımada’nın yarıdan fazlasını tek bir RES firmasının yatırımına açan 2005 tarihli ÇED Gerekli Değildir kararının iptalini,
– Toplu, yoğun ve bölgenin doğal ve kültürel değerlerini tahrip eden çarpık yapılaşmanın önlenmesini,
sağlamak olduğunu düşünüyoruz.
Bölge değerleri ve gerçeklerine uygun sağlıklı, etkili ve kalıcı bir ÖÇKB uygulamasının olmazsa olmaz koşulu : ÖÇKB planlama, yönetim ve denetim mekanizmalarını oluşturma süreçlerine yerelin de eşit şartlarla katılması ve bölge bilim insanlarının, bölge şartlarını en iyi tanıyan Belediyeler, Muhtarlıklar, Su Ürünleri Kooperatifleri, Karaburun Kent Konseyi ve ilgili STK’ların bu mekanizmalarda söz ve karar hakkına sahip olmasıdır.
KARABURUN KENT KONSEYİ
DOĞA KORUMA ÇALIŞMA GRUBU