Karaburun Yarımadası’nda Su Ürünleri Üretim Tesislerinin Kurulmasına Karaburun Halkı, Yerel Yönetimler, Muhtarlıklar, Karaburun Kent Konseyi ve STK’ların Karşı Çıkışının Temel Nedenlerini İçeren, Yerel Paydaşların İmzaladığı Ortak Bir Metin T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin Ve Denetim Genel Müdürlüğü), T.C Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü), İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün Dikkatlerine Sunuldu!…

Karaburun Yarımadası’nda Su Ürünleri Üretim Tesislerinin Kurulmasına Karaburun Halkı, Yerel Yönetimler, Muhtarlıklar, Karaburun Kent Konseyi ve STK’ların Karşı Çıkışının Temel Nedenlerini İçeren, Yerel Paydaşların İmzaladığı Ortak Bir Metin T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin Ve Denetim Genel Müdürlüğü), T.C Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü), İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün Dikkatlerine Sunuldu!…

TUTANAKTIR

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ilanen duyurusunda “Karaburun İlçesi, Küçükbahçe Köyü Mevkiinde, 5 Nolu potansiyel su ürünleri üretim alanında, Egemarin Su Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. tarafından yapılması planlanan “Su Ürünleri Üretim Tesisi Yer Değişikliği Projesi (2500 ton/yıl kapasiteli)” ÇED Raporunun, İnceleme-Değerlendirme Komisyonu tarafından incelendiği ve değerlendirildiği, sözkonusu raporun nihai kabul edildiği“ belirtilmektedir. Sürecin son aşamasında Bakanlığın, halkın karşı çıkışına rağmen bir kez daha bu ÇED Raporuna da olumlu karar vereceğinden büyük endişe duymaktayız.

Karaburun Yarımadası halkı, yerel yönetimleri, muhtarlıkları, Kent Konseyi ve ilgili STK’lar olarak bir kez daha duyururuz ki :

– 14/08/2009 tarihinde alınan yürütmeyi durdurma kararı ile, Çevre Düzeni Planlarına işlenen ve yukarıda belirtilen 5 nolu alan da dahil olmak üzere Potansiyel Su Ürünleri Üretim alanları planlardan çıkarılmıştır.
– Söz konusu projenin ÇED süreci kapsamında, 20.11.2012 tarihinde Küçükbahçe Köyü yapılması öngörülen “ÇED Sürecine Halkın Katılım Toplantısı” halkın protestosu nedeniyle yapılamamıştır. Bu durum Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı temsilcileri, Karaburun ve Mordoğan Belediye Başkanları, Küçükbahçe Köyü Muhtarı ve Karaburun Kent Konseyi temsilcisinin imzaları ile tutanak altına alınmıştır.
– Karaburun Yarımadası’nda Ağustos 2012 itibarıyle, 45 firma olumlu ÇED raporu/ÇED gerekli değil kararı ile toplamda 43.740 ton/yıl kapasiteyle su ürünleri üretim tesisi kurma izni almıştır. Bu durum, Yarımada denizleri ve kıyılarına karşı işlenen bir seri cinayettir.
– Karaburun Yarımadası kıyıları ulusal karar ve uluslararası sözleşmeler ( Bern ve Barcelona) kapsamında koruma altında olan Akdeniz Foku (Monachus monachus) üreme ve yaşam alanıdır. Yarımadadaki mevcut balık çiftlikleri ile Akdeniz Foklarının yaşam alanları iç içedir. Balık çiftlikleri, koruma sorumluluğu/yükümlülüğünde olduğumuz Akdeniz Fokları için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
– Kıyı ve deniz altı yapısı ile oksijen kaynağı olmaları nedeniyle koruma altında olan deniz çayırları (posidonia oceanica) Karaburun denizlerinde çok çeşitli türün varlığını sürdürmesine olanak sağlamaktadır. Deniz çayırları ve içinde barınan türler, aşırı kirlilik ve oksijensiz kalan ortam nedeniyle zarar görmekte, türler ve habitatlar yok olmaktadır.
– Bu yetiştiricilik alanları, balık çiftliklerinin kurulmasının yasayla yasaklanmış olduğu “hassas alan niteliğindeki kapalı koy ve körfez alanları”nı da kapsamaktadır.
– Balık çiftlikleri yem ve ilaçları, mazot, sintine suyu vb. atıkları, kıyılarda konumlanan destek birimleriyle, bakir koylara sahip olan Karaburun Yarımadası’nda denizi ve kıyıları hızla kirletmekte, görsel kirlilik yaratmakta, böylece ekosistemle uyumlu turizm proje ve uygulamalarına ve tarımsal faaliyetlere zarar vermektedir.
– Karaburun Yarımadası’nın kalkınmadaki önceliği, organik tarım ve çevre odaklı turizmdir. Bölgede balık çiftliği gibi kirletici, habitatı bozucu, kıyıdaki yaşamı doğrudan etkileyen kısa vadeli yatırımlara izin verilmesi öz olarak yanlıştır.

Köylerde yaşayanlar başta olmak üzere Yarımada halkının denizden ve karadan kuşatılmışlık altında kendi yurdunda esaret duygusu içinde olduklarının bilinmesini istiyoruz.
Tüm bu nedenlerle, zengin ve nadir flora-faunasıyla biyoçeşitliliğinin korunması adına ve bu değerlerle örtüşen sürdürülebilir gelişme perspektifinin gereklerine sahip çıkarak :

• Yeni balık çiftliklerine, kapasite artırma taleplerine izin verilmemesini ve mevcut balık çiftliklerinin Yarımada’dan uzaklaştırılmasını talep ediyor ve
• Bölge halkının kendi yaşamı ve içinde yer aldığı doğal çevre üstünde söz ve karar sahibi olma hakkı ile doğamızı ve yaşam hakkımızı savunuyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir