Karaburun Yarımadası’nda 10.03.2008’de onaylanan protokol ve ek protokollerle Balıklıova Kuzeyi, Mordoğan, Küçükbahçe kuzeyi, Küçükbahçe güneyi, Gerence Körfezi ve Ildırı Körfezi “Su Ürünleri Yetiştiriciliği Potansiyel Alanı” olarak belirlenmiştir. Böylece, KARABURUN YARIMADASI KIYILARI BALIK ÇİFTLİKLERİNİN KUŞATMASINA AÇILMIŞTIR. Çevre Düzeni Planlarına işlenen Potansiyel Su Ürünleri Üretim alanları 14/08/2009 tarihinde alınan yürütmeyi durdurma kararıyla planlardan çıkarılmıştır. Buna rağmen bölgede balık çiftliklerinin sayısı hızla artmaktadır.Bugüne kadar toplam yaklaşık 45.000 ton/yıl kapasiteli tesise izin verilmiştir.
Küçükbahçe Köyü yakınında ve doğal bir liman konumundaki Eğri Liman mevkiinde Egemarin firması tarafından, 2.500 ton/yıl kapasiteyle, 117.600 m² deniz alanını kapsayacak tesis için ÇED süreci kapsamında 20.11.2012 tarihinde yapılmak istenen “Halkı Bilgilendirme” Toplantısı, halkın katılımı reddetmesi nedeniyle yapılamamıştır.
Karaburun Yarımadası halkı, Karaburun’da kurulan/kurulmak istenen Balık çiftlikleri ile ilgili karşı çıkış nedenlerini son olarak 01.03.2013 tarihinde, Karaburun halkının ortak görüşü olarak, Karaburun ve Mordoğan Belediye Başkanlıkları, Muhtarlıklar, Kent Konseyi ve ilgili STK’ların imzalarıyla T.CÇevre ve Şehircilik Bakanlığına iletmiştir.
Buna rağmen, Egemarin (A.Erhan BİR) Firması’nın yine aynı bölgede, yine 2.500 ton/yıl kapasiteli ve 117.600 m² deniz alanını kapsayacak balık çiftliği için yaptığı ÇED başvurusu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uygun bulunmuştur. Bu çerçevede, prosedür dosyasını tamamlamaktan başka hiçbir amacı olmayan sözde “Halkın Katılımı” (!) Toplantısının 25/04/2013 Perşembe günü saat 12:00’de Küçükbahçe Köy Kahvesinde yapılacağı duyurulmuştur.
Karaburun Yarımadası halkı Yarımadada Balık Çiftliklerine karşı çıkmaktadır çünkü;
– Antibiyotik ve parazit ilaçları, yem ve balık artıkları, mazot, sintine suyu gibi atıkları,
kıyılarda konumlanan destek birimleriyle, Karaburun Yarımadası’nın nadir ekosistemi ile kıyı ve deniz içi flora ve faunası tahrip edilmektedir.
– Yarımada kıyıları, dünyanın en nadir memelileri arasında yer alan ve Türkiye’nin de imzacısı olduğu uluslararası sözleşmeler ( Bern ve Barcelona) kapsamında koruma altında olan Akdeniz Fokunun (Monachus monachus) kalan son üreme ve yaşam alanlarındandır. Bu alanları içine alan balık çiftlikleri koruma sorumluluğu/yükümlülüğünde olduğumuz Akdeniz Fokları için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
– Karaburun denizleri, Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi kapsamında “Tehlikeye Düşmüş veya Tehdit Altındaki Türler Listesi” inde yer alan, Akdeniz’in oksijen stoklarını sağlayan deniz çayırları (Posidonia oceanica) bakımından zengindir. Oluşan kirlilik nedeniyle, deniz çayırları ve içinde barınan türler, aşırı kirlilik ve oksijensiz kalan ortam nedeniyle ciddi zarar görmekte ve yok olmaktadır.
– Yarımada’nın güzelim koylarını kapatan balık çiftlikleri, geniş alanlar kaplayan balık kafesleri ve yarattığı kirlilikle sürdürülebilir balıkçılık yöntemleri olan kıyı ve dalyan balıkçılığını da baltalamaktadır.
– Mavi bayraklı plajlara ve bakir koylara sahip olan Karaburun Yarımadası’nda denizi ve kıyıları hızla kirleten balık çiftlikleri, görsel kirlilikle birlikte, ekosistemle uyumlu turizm proje ve uygulamaları ve tarımsal faaliyetlere zarar vermektedir.
– Balık çiftlikleri, kurulmalarının yasayla yasaklanmış olduğu “hassas alan niteliğindeki kapalı koy ve körfez alanları”nı da kapsamaktadır.
Bölgede balık çiftliği gibi doğa ve sosyal yaşam üzerinde geri dönüşsüz yıkıcı etkileri olan ve yöre ekonomisine katkısı olmadığı gibi, yerelin varlığını yok etme riskini de taşıyan yatırımlar ve verilen izinler yanlıştan da öte deniz ve kıyı ekosistemine/yaşama yönelik seri cinayetlere dönüşmüştür.
Yarımada halkı;
– Hızla yok edilmekte ve tüketilmekte olan nadir doğal varlıklarının, yaban hayatının, köy yaşamının değerinin ve korunması gerektiğinin,
– Ancak bu değerlere sahip çıkıldığında, koruma-kullanma dengesi temelinde temiz tarım, sürdürülebilir balıkçılık, doğayla barışık sorumlu turizm türleriyle birlikte kalıcı kırsal kalkınmanın sağlanabileceğinin bilincindedir. Bu yöndeki mücadelesine devam etmekte kararlıdır.
Tüm bu nedenlerle, nadir flora-faunası ve zengin biyoçeşitliliğinin korunması adına ve bu değerlerle bire bir örtüşen sürdürülebilir gelişme perspektifinin gereklerine sahip çıkarak bir kez daha:
- Yeni balık çiftliklerine, kapasite artırma taleplerine izin verilmemesi ve mevcut balık çiftliklerinin kaldırılması talebimizi yineliyor ve
- Yerel aktörleri yok sayan karar ve uygulamalara karşı, bölge halkının kendi yaşamı ve içinde yer aldığı doğal çevre üstünde söz ve karar sahibi olma hakkı ile doğamızı ve sağlıklı yaşam hakkımızı savunuyoruz.
DUYARLI TÜM KİŞİ, KURUM VE KURULUŞLARI, KARABURUN YARIMADASI’NDAKİ GERİ DÖNÜLMEZ BİR NOKTAYA GELMEKTE OLAN BU DOĞA YIKIMINA KARŞI MÜCADELEMİZE DESTEK VERMEYE VE GÜÇBİRLİĞİNE ÇAĞIRIYORUZ.
Not: Karaburun Merkezden 10.30’da otobüs kalkacaktır.