
Aynı kapsamda, Yarımada halkının ve yereldeki tüm aktörlerin ıslak imzalı dilekçeleri 13.02.2014’te Ankara’ya, muhataplarına yani Cumhurbaşkanı, Başbakan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Çevre ve Şehircilik Bakanı, Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı’na iletilmişti.
Bu süreçte, Karaburun Kent Konseyi’nce hazırlanan ve Karaburun Belediye Meclisinin kararıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderilen raporu dikkate alan bu Bakanlığa bağlı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü kendi “Karaburun Yarımadası Özel Çevre Koruma Bölgesi İnceleme ve İlan Gerekçe Raporu”nu hazırlayıp ilgili Bakanlık ve kurumların dikkatine sunmuştu. Bu Raporda Yarımada “…ekosistem ile biyolojik çeşitliliğin korunmasını ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin devamlılığıyla ve gelecek nesillere aktarılabilmesi açısından mutlaka Özel Çevre Koruma Alanı olarak ilan edilmesi gereken ulusal ve uluslararası açıdan önemli bir yarımada…” olarak tanımlanmıştır.
Bu tanımlamaya ve ilgili diğer bakanlık ve kurumların olumlu görüşüne rağmen aynı Bakanlar Kurulunun bir başka Bakanlığının, Yarımada’yı sadece RES bölgesi olarak gören Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın muhalefetinde ısrarcı olması bizlere şu soruyu sorma hakkını veriyor :
ÇOCUKLARIMIZA, TORUNLARIMIZA ÖMRÜ 20-30 YILLA SINIRLI BİR RES ÇÖPLÜĞÜ BIRAKMAKTA OLDUĞUNUZUN FARKINDA DEĞİL MİSİNİZ?
NEREDEYSE EVLERİN DİBİNE KADAR KURULUMUNA İZİN VERİLEN RES’LERLE SAĞLAMAYA ÇALIŞTIĞINIZ ENERJİNİN MALİ DEĞERİNİN YARIMADA’NIN SAHİP OLDUĞU DOĞAL VE SOSYO-KÜLTÜREL ZENGİNLİKLER VE DEĞERLER YANINDA BİR HİÇ OLDUĞUNU GÖRMÜYOR MUSUNUZ?
SORUN : Yenilenebilir ve temiz enerji üreten RES’ler değildir; SORUN : RES’lerin, yerel aktörleri yok sayarak, Yarımada’da doğal ve toplumsal-kültürel değerleri/yaşamı tahrip ve yok etmeyecek sayıda ve yerlerde uygun şekilde kurulmasıdır.
Change.org’da 25.000 imzayla sonuçlandırdığımız imza kampanyasının da amacı buydu.
Doğal ve toplumsal yaşamı hızla yok etmekte olan bu ölçüsüz ve adaletsiz talana karşı mücadelemize imzalarıyla destek veren herkese teşekkür ediyoruz.
Ve bilinmesini istiyoruz ki, Karaburun Yarımadası’nda yaşayanlar;
Her bayram köylerinde imece usulü pişen arife yemeğini de; yalnız bu yörede olan, dalında olgunlaşan hurma zeytini de; kışın tarlaları dolduran nergisleri ve sümbülleri de; bölgeye özgü bir keçi peyniri olan ”kopanisti”yi de; bin bir çeşit deniz canlısına yuva olan ve denizlerin oksijen stoklarını sağlayan Deniz Çayırlarını da; dünyanın en nadir 12 memelisinden biri olan Akdeniz Fokunu da; nesli tehlike altındaki Su samuru ve Karakulak’ı da; nadir/azalan kategorisindeki türlerden Ada Martısı,Yılan Kartalı, Küçük Kerkenez, Ada Doğanı , Kızıl Şahin’i de; dağlarında yetişen endemik-nadir-ticareti yasak ve ekonomik değeri olan çok sayıda bitki türünü de, kısacası kendini var eden değerleri korumaya ve sürdürülebilir kalkınmasını bu zenginlikler/değerler üzerinden gerçekleştirmeye kararlıdır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na, ıslak imza ve change.org imza kampanyalarımızdaki taleplerimizi bir kez daha hatırlatıyor ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ÖÇKA raporuna verdiği karşı görüşü kaldırmaya davet ediyoruz.
KARABURUN KENT KONSEYİ