Karaburun Yarımadası Bıçak Sırtında!..

KARABURUN YARIMADASI İŞGAL ALTINDA !..
YARIMADADAKİ YATIRIMCI İŞGALİNE SON VERİN !..
BUNUN ADI YATIRIM DEĞİL, TALAN !…

Karaburun Yarımadası Bıçak Sırtında!
Karaburun Yarımadası, İnsanları, Akdeniz Foku, Ada Martısı, Ada Doğanı, Nergisi, Keçileri, Enginarı ve Deniz Çayırlarıyla Haykırıyor :
YETER ARTIK! BU VURDUMDUYMAZLIĞA BİR SON VERİN! BU ACIMASIZLIĞI, DOĞAYA-YEREL YAŞAMA KARŞI İŞLENEN BU SERİ CİNAYETLERİ DURDURUN!

Bir Yaşar Holding kuruluşu olan Çamlı Yem Besicilik San. ve Tic. A.Ş. firması tarafından Karaburun Küçükbahçe kuzey mevkiinde kurulması planlanan ‘2500 ton/yıl Kapasiteli Su Ürünleri Yetiştiriciliği Tesisi’ ile ilgili Çevresel Etki Değerlendirme süreci kapsamında 11 Kasım 2014 tarihinde Saat: 14.00’de Küçükbahçe Köyü Kıraathanesi’nde “Halkın Katılımı Toplantısı” düzenleneceği duyurulmuştur.

98.000 m2 deniz yüzeyini kaplayacak şekilde kurulması planlan bu yatırımla birlikte, bu bölgede balık çiftliği olarak kullanılan alan 520.000 m2.yi geçecektir.

Ege Bölgesi’nde kıyısal yapılaşmadan korunmuş en uzun kıyı alanlarından biri olan Karaburun Yarımadası, neslinin doğada tükenme riskinin aşırı derecede yüksek olduğu kabul edilen Akdeniz Foklarının kalan son önemli üreme ve yaşam alanlarından birisidir. Türkiye, bu nadir deniz canlısını ve yaşam alanlarını korumada, taraf olduğu birçok farklı uluslararası sözleşme ve protokoller (Barselona/ Akdeniz’in Kirlenmesine Karşı Korunması Sözleşmesi Eki Cenova Deklarasyonu; Bern/ Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Bitki ve Hayvan Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşmeler) Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi; – Cites) ile ciddi bir taahhüt altındadır. Balık çiftlikleri denizde kapladıkları alanlar, neden oldukları deniz kirliliği ve kıyı/deniz alanı faaliyetleri ile Akdeniz Foku’nu ve yaşam alanlarını tehdit etmektedir.

Kirlenme ve diğer antropojenik etkilerden en az zarar gören Karaburun Yarımadası denizleri, Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi kapsamında “Tehlikeye Düşmüş veya Tehdit Altındaki Türler Listesi”nde yer alan Deniz Çayırları bakımından zengindir. Akdeniz’in oksijen stoklarını sağlayan Deniz Çayırları, yavru ve ergin deniz canlıları için sağladığı korunma ve barınma ortamıyla ekosistemin ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve devamında, yaşamsal öneme sahip. Balık çiftliklerinin neden olduğu müsilaj ile kaplanan Deniz Çayırları ve içinde barınan türler, balık çiftliklerinin yarattığı aşırı kirlilik ve oksijensiz kalan ortam nedeniyle ciddi zarar görmektedir.

Balık çiftlikleri, antibiyotik ve parazit ilaçları, balık dışkıları, yem artıkları, ölü balıklar ve kesilen kısımları, mazot, sintine suyu gibi atıkları, 1. Derece doğal sit alanları içinde kalan kıyılarda konumlanan destek birimleriyle, mavi bayraklı plajlara ve bakir koylara sahip olan Karaburun Yarımadası’nda denizi ve kıyıları kirleterek, görsel kirlilik yaratarak eko/agro turizm proje ve uygulamalarını, sürdürülebilir kıyı balıkçılığını baltalamakta, halkın geçim kaynaklarını yok etmektedir.

Çamlı Yem Besicilik San. ve Tic. A.Ş. firması tarafından kurulması planlanan balık çiftliği alanı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca, “…ekosistem ile biyolojik çeşitliliğin korunmasını ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin devamlılığıyla ve gelecek nesillere aktarılabilmesi açısından mutlaka Özel Çevre Koruma Alanı (ÖÇKA) olarak ilan edilmesi gereken ulusal ve uluslararası açıdan önemli bir yarımada…” olarak tanımlanan Karaburun Yarımadası’nın korunma altına alınması öngörülen denizel alanı içindedir.

İlgili tüm bakanlık ve kuruluşların olumlu görüş verdiği Karaburun Yarımadası’nın ÖÇKA İlanı Teklif Raporu’na, tüm Yarımada’ya yayılmakta olan Rüzgar Enerji Santralleri nedeniyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olumsuz görüş vermiştir.

Bütün bu kısa ömürlü yatırımların, gerçekleşmesi halinde, denizde ve karada kapladıkları toplam alan, korunması öngörülen alana ulaşacak, korunacak alan ve korunacak değer kalmayacaktır.

Sonuç olarak:
• Yarımada’da denizel ve kıyısal ekosistem ve biyoçeşitlilik ile eko/agro turizme dayalı kalkınma potansiyelini tehdit eden tüm balık çiftlikleri bir plan dahilinde kaldırılmalıdır;
• Tek bir balık çiftliğinin daha kurulmasına, kapasite artış ve yer değiştirme taleplerine izin verilmemelidir;
• Karaburun Yarımadası denizel ve karasal alanlarında süren/planlanan tahripkar yatırımlar durdurulmalıdır;
• Karaburun Yarımadası ivedilikle yerel değerleriyle kalkınacağı bütünsel koruma şemsiyesi altına alınmalıdır.

Tüm duyarlı basın-yayın kurumlarını, kuruluş ve kişileri Yarımada halkı ve doğasının ölüm-kalım çığlığına kulak vermeye ve Yarımada’nın korunması için verilen mücadeleye destek olmaya çağırıyoruz.

KARABURUN KENT KONSEYİ

KARABURUN YARIMADASI İŞGAL ALTINDA !..
YARIMADADAKİ YATIRIMCI İŞGALİNE SON VERİN !..
BUNUN ADI YATIRIM DEĞİL, TALAN !…

Karaburun Yarımadası Bıçak Sırtında!
Karaburun Yarımadası, İnsanları, Akdeniz Foku, Ada Martısı, Ada Doğanı, Nergisi, Keçileri, Enginarı ve
Deniz Çayırlarıyla Haykırıyor :
YETER ARTIK! BU VURDUMDUYMAZLIĞA BİR SON VERİN! BU ACIMASIZLIĞI, DOĞAYA-YEREL YAŞAMA KARŞI İŞLENEN BU SERİ CİNAYETLERİ DURDURUN!

Bir Yaşar Holding kuruluşu olan Çamlı Yem Besicilik San. ve Tic. A.Ş. firması tarafından Karaburun Küçükbahçe kuzey mevkiinde kurulması planlanan ‘2500 ton/yıl Kapasiteli Su Ürünleri Yetiştiriciliği Tesisi’ ile ilgili Çevresel Etki Değerlendirme süreci kapsamında 11 Kasım 2014 tarihinde Saat: 14.00’de Küçükbahçe Köyü Kıraathanesi’nde “Halkın Katılımı Toplantısı” düzenleneceği duyurulmuştur.

98.000 m2 deniz yüzeyini kaplayacak şekilde kurulması planlan bu yatırımla birlikte, bu bölgede balık çiftliği olarak kullanılan alan 520.000 m2.yi geçecektir.

Ege Bölgesi’nde kıyısal yapılaşmadan korunmuş en uzun kıyı alanlarından biri olan Karaburun Yarımadası, neslinin doğada tükenme riskinin aşırı derecede yüksek olduğu kabul edilen Akdeniz Foklarının kalan son önemli üreme ve yaşam alanlarından birisidir. Türkiye, bu nadir deniz canlısını ve yaşam alanlarını korumada, taraf olduğu birçok farklı uluslararası sözleşme ve protokoller (Barselona/ Akdeniz’in Kirlenmesine Karşı Korunması Sözleşmesi Eki Cenova Deklarasyonu; Bern/ Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Bitki ve Hayvan Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşmeler) Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi; – Cites) ile ciddi bir taahhüt altındadır. Balık çiftlikleri denizde kapladıkları alanlar, neden oldukları deniz kirliliği ve kıyı/deniz alanı faaliyetleri ile Akdeniz Foku’nu ve yaşam alanlarını tehdit etmektedir.

Kirlenme ve diğer antropojenik etkilerden en az zarar gören Karaburun Yarımadası denizleri, Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi kapsamında “Tehlikeye Düşmüş veya Tehdit Altındaki Türler Listesi”nde yer alan Deniz Çayırları bakımından zengindir. Akdeniz’in oksijen stoklarını sağlayan Deniz Çayırları, yavru ve ergin deniz canlıları için sağladığı korunma ve barınma ortamıyla ekosistemin ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve devamında, yaşamsal öneme sahip. Balık çiftliklerinin neden olduğu müsilaj ile kaplanan Deniz Çayırları ve içinde barınan türler, balık çiftliklerinin yarattığı aşırı kirlilik ve oksijensiz kalan ortam nedeniyle ciddi zarar görmektedir.

Balık çiftlikleri, antibiyotik ve parazit ilaçları, balık dışkıları, yem artıkları, ölü balıklar ve kesilen kısımları, mazot, sintine suyu gibi atıkları, 1. Derece doğal sit alanları içinde kalan kıyılarda konumlanan destek birimleriyle, mavi bayraklı plajlara ve bakir koylara sahip olan Karaburun Yarımadası’nda denizi ve kıyıları kirleterek, görsel kirlilik yaratarak eko/agro turizm proje ve uygulamalarını, sürdürülebilir kıyı balıkçılığını baltalamakta, halkın geçim kaynaklarını yok etmektedir.

Çamlı Yem Besicilik San. ve Tic. A.Ş. firması tarafından kurulması planlanan balık çiftliği alanı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca, “…ekosistem ile biyolojik çeşitliliğin korunmasını ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin devamlılığıyla ve gelecek nesillere aktarılabilmesi açısından mutlaka Özel Çevre Koruma Alanı (ÖÇKA) olarak ilan edilmesi gereken ulusal ve uluslararası açıdan önemli bir yarımada…” olarak tanımlanan Karaburun Yarımadası’nın korunma altına alınması öngörülen denizel alanı içindedir.

İlgili tüm bakanlık ve kuruluşların olumlu görüş verdiği Karaburun Yarımadası’nın ÖÇKA İlanı Teklif Raporu’na, tüm Yarımada’ya yayılmakta olan Rüzgar Enerji Santralleri nedeniyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olumsuz görüş vermiştir.

Bütün bu kısa ömürlü yatırımların, gerçekleşmesi halinde, denizde ve karada kapladıkları toplam alan, korunması öngörülen alana ulaşacak, korunacak alan ve korunacak değer kalmayacaktır.

Sonuç olarak:
• Yarımada’da denizel ve kıyısal ekosistem ve biyoçeşitlilik ile eko/agro turizme dayalı kalkınma potansiyelini tehdit eden tüm balık çiftlikleri bir plan dahilinde kaldırılmalıdır;
• Tek bir balık çiftliğinin daha kurulmasına, kapasite artış ve yer değiştirme taleplerine izin verilmemelidir;
• Karaburun Yarımadası denizel ve karasal alanlarında süren/planlanan tahripkar yatırımlar durdurulmalıdır;
• Karaburun Yarımadası ivedilikle yerel değerleriyle kalkınacağı bütünsel koruma şemsiyesi altına alınmalıdır.

Tüm duyarlı basın-yayın kurumlarını, kuruluş ve kişileri Yarımada halkı ve doğasının ölüm-kalım çığlığına kulak vermeye ve Yarımada’nın korunması için verilen mücadeleye destek olmaya çağırıyoruz.

KARABURUN KENT KONSEYİ

10411064_891145057564653_4579996353111152234_n

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir