ÇED OLUMLU KARARI YARGI KARARIYLA İPTAL EDİLEN LODOS A.Ş. KARABURUN RES’İN 47 İLAVE TÜRBİNLİK KAPASİTE ARTIŞI PROJESİ İÇİN ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI 2009/7 SAYILI GENELGEYİ UYGULARAK SÜRECE DEVAM ETME KARARI ALDI
Karaburun RES’in 47 ilave türbinlik Kapasite artırımına ilişkin ÇED Olumlu Kararı İzmir 6. İdare Mahkemesi’nin 15/12/2016’da oybirliğiyle verdiği kararla iptal edilmiştir. İptal gerekçesi, ÇED Olumlu Kararı verildikten sonra, Lodos A.Ş’nin üretim lisansında tadilata giderek kapasite artışına konu 47 türbinin tamamını projede belirtilen koordinatlar dışında konumlandırmış olması, dolayısıyla RES sahası ve etki alanının değişmiş olmasıdır. Mahkeme, projenin son durumuna göre, yeniden proje tanıtım dosyası hazırlanarak çevresel etki değerlendirmesi sürecinin başlatılması gerektiği sonucuna varmıştır.
T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı web sayfasında 17/03/2017 tarihinde yayınladığı duyuruyla, Lodos Karaburun Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan Karaburun Rüzgar Enerji Santrali Kapasite Artırımı projesi ile ilgili 24/03/2017 tarihinde İnceleme Değerlendirme Komisyonu Toplantısı yapılacağı ilan edilmiştir. Duyuruda linki verilen “ÇED Raporu”nun incelendiğinde, Bakanlığın, 2009/7 sayılı Genelgesini uygulayarak “ türbin revizyonunu kapsayacak şekilde revize ÇED Raporu” hazırlanmasına uygunluk verdiği görülmüştür.
Bu uygulama ile Proje sahasını 3 kat arttıran ve Karaburun Yarımadası yüzölçümünün % 61’ine ulaşan ÇED alanında, yeniden proje tanıtım dosyası hazırlanarak çevresel etki değerlendirmesi sürecinin başlatılması yoluna gidilmeyerek, doğrudan T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda İDK’nun da görüşülecek revize ÇED dosyası ile “Halkın Katılımı” gibi aşamalar da atlanmıştır.
Lodos A.Ş., ÇED Olumlu Kararı yargı aşamasındayken, hatta bilirkişi raporu bile mahkemeye sunulmadan önce, 14/06/2016 tarihinde türbin yerlerinin değiştirilmesini talep etmiş, bu talep ertesi gün Enerji Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’nün 15/06/2016 tarihli yazısı ile uygun bulunmuştur.
Mahkeme Bilirkişi Heyetine iptal edilen ÇED raporundaki 47 türbinin yerlerini gösterirken, Lodos firmasının bu türbinlerin tümünü kilometrelerce uzağa taşıma planları yok muydu acaba ? Ya da birkaç gün içinde bu denli büyük bir plan değişikliği yaptıktan sonra, mahkeme iptal kararı çıkana kadar geçen 6 aylık sürede, T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı neden bilgilendirilmedi ? Ya da türbin yerleşimlerindeki değişiklik davacı vekillerince mahkemeye sunulana kadar mahkeme heyetine ve yetkili kurumlara neden bilgi verilmedi ? Yoksa Lodos firması 2005 yılında planladığı gibi Karaburun’un %61’inde (252 km²), adım adım 166 türbin kurmayı mı hedefliyor ?
T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Lodos A.Ş.’nin 06/02/2016 tarihli başvurusunu uygun bularak 28/02/2017 tarihinde Revize ÇED Raporu (2009/7) hazırlanmasına uygunluk verdiği, firmanın da 05/03/2016’da (tarih rapora yanlış geçmiş olsa gerek) Bakanlığa sunduğu raporun ekinde yer alan ve değerlendirmeye esas olacak raporların ise (Ekosistem Değerlendirme, Ornitoloji, Peyzaj Onarım vb.) Mart 2017’de hazırlandığı görülüyor. İDK’nun sayın üyelerini şu soru üstünde düşünmeye davet ediyoruz: bilimsel düzeyde hazırlanması en azından aylar alan ve bilim insanlarınca “Doğu Akdeniz Havzası’nın en bozulmamış bölgesi” olarak tanımlanan Karaburun Yarımadası’nda doğal, sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamı doğrudan etkilemesi beklenen yaşamsal önemdeki bu raporların hazırlanması, gerekli gözlemlerin ve inceleme-araştırmaların yapılması birkaç günde mümkün müdür?
Bakanlık yetkililerinin ve İDK üyelerinin, bu kapasite arttırımı ile birlikte yüzölçümünün %71’i RES’lere tahsis edilmek istenen Karaburun Yarımadası’nda RES’lerin kümülatif etkileri konusunda, mahkemelerce atanan bilirkişi raporlarındaki “kümülatif etki de dikkate alındığında Yarımada’da artık bir tek türbin daha kurulmaması gerektiği “ yönündeki görüşleri de dikkate alacağını bekleriz.
T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan Teklif Raporu’nda “…Karaburun Yarımadası, ekosistem ile biyolojik çeşitliliğin korunmasını ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin devamlılığıyla ve gelecek nesillere aktarılabilmesi açısından mutlaka Özel Çevre Koruma Alanı olarak ilan edilmesi gereken ulusal ve uluslararası açıdan önemli bir yarımada…” olarak tanımlanan Karaburun Yarımadası’nın bu ölçüde tahribine göz yumulmayacağına inanmak isteriz.
Bizler, Karaburun Yarımadası’nın doğal, sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamının bugünü ve geleceği için tüm yasal, demokratik haklarımızı kullanmaya devam edeceğimizin bilinmesini isteriz.
KARABURUN KENT KONSEYİ-KARABURUN YURTTAŞ DAVACILARI