KARABURUN KENT KONSEYİ’NDEN
2014 YEREL SEÇİMLER SONRASI OLUŞACAK YEREL YÖNETİME
VE
KARABURUN YARIMADASI HALKINA DUYURU
2014 Yerel Yönetim Seçimleri kentte ve köylerde yaşayan her Karaburunlu’nun, her Mordoğanlı’nın yaşamı kadar Yarımadamızın doğal ve sosyo-kültürel yaşamını, geleceğini de doğrudan ve çok yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle, Karaburun Kent Konseyi Yürütme Kurulu olarak, Konseyimiz Yönergesinde belirlenen (“kent yaşamında kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, çevreye duyarlılık, Karaburun’un doğal ve sosyo-kültürel değerlerinin korunması, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım, yönetişim ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirme”) amacının bizlere yüklediği görev ve sorumluluk bilinciyle yerel yönetimden beklentilerimizi Karaburun Yarımadası yaşayanları ve yerel dinamikleriyle paylaşmayı görev biliyoruz :
- Karaburun Yarımadası, tüm doğal zenginlikleri, biyoçeşitliliği, ekosistemi, sosyal ve kültürel değerleriyle, Doğu Akdeniz Havzasının en bozulmamış bölgesi olma ayrıcalığıyla çok özel bir bölgedir. Kentsel ve kırsal yaşama yönelik her planlama, uygulama ve müdahale Yarımada’nın bu özellikleri korunarak ve “her şey insan içindir” yaklaşımı yerine ‘insan doğaya yabancılaşmamalıdır, önce doğa’ anlayışı temelinde yapılmalıdır;
- Bu tür planlama ve müdahaleler, hiçbir siyasal, etnik, cinsel vb. ayrım yapmadan, Yarımada halkı ile yerel dinamiklerinin görüşlerini ifade etmesine ve bu süreçlere katılımına olanak verecek yapılarda görüşülmelidir; oluşturulacak bu yapılara süreklilik kazandırılmalıdır;
- Yarımada’nın doğal ve geleneksel sosyo-kültürel değerlerini tehdit ve tahrip eden, bölge halkına hiçbir yararı olmayan ve yerelin kalkınmasının önünü kesen yatırımlara karşı Yarımada halkı ve yerel dinamikleriyle ortak kararlı bir duruş sergilenmelidir;
- Karaburun’un en önemli varlığı korunmuş doğasıdır. Karaburun bir “doğal ürün markası” olmuştur. Sürdürülebilir gelişme stratejisi, planı ve uygulamaları bu temel özelliğe dayanmalıdır. Dolayısıyla yerel yönetim :
- ”Hassas sistemlerin korunması ve bu bölgelerin içinde ve çevresinde yaşayan nüfusun sosyo-ekonomik gelişmesi için kaynak yaratabilen bir araç” olarak tanımlanan ekoturizm, agroturizm, kırsal turizm, alternatif turizm, doğa turizmi, kültürel turizm, köy pansiyonculuğu vb proje ve uygulamalarının teşvik edilmesi ve desteklenmesi,
- Turizm yatırımı adı altında kıyısal ve karasal alanlarda doğal ve kültürel değerlerimizi tahrip edici girişimlerin önlenmesi,
- Keçi yetiştiriciliğinin desteklenerek, keçi sütünün soğuk taşıma zinciri ve mandıralar kurularak katma değer yaratacak şekilde (sepet peyniri, kopanisti, keçi tulum peyniri…) işlenerek pazarlanması, bunun için öncelikle daralan mera-otlak alanlarının genişletilerek tescillenmesi,
- Keçilerin doğal mera-otlak alanlarını daraltan zeytin yetiştiricilik alanlarının yeniden planlanması, öncelikle, zeytinlik yapmak üzere sözleşme ile alınıp boş bırakılan alanların, köy adına mera olarak tescil edilmesi,
- Zeytinyağı üretiminin soğuk sıkma yöntemiyle yapılarak marka yaratılması, oluşan atıklardan yakıt üretilmesi,
- Hurma zeytini, nergis ve kopanisti peynirinin tescillenmesi, coğrafi işaretlemelerin yapılması,
- Yalnızca Yarımada’da yetişen hurma zeytinin hijyenik koşullarda toplanması, paketlenmesi ve pazarlanması,
- Enginar ve erkenci mandalina üretiminin desteklenmesi ve işlenerek Karaburun markasıyla piyasaya sürülmesi,
- Eskiden çok yaygın olan organik üzüm yetiştiriciliği ve üzüm yan ürünleri üretiminin canlandırılması için gerekli organizasyonlara gidilmesi,
- Nergis ve sümbülde de, üreticinin, tüccarın insafına bırakılmadan gerçek değerinden piyasaya sürülmesi için, hastalıklara karşı korunması ve uygun koşullarda soğuk hava deposunda korunarak pazarlanmasına, nergis yan ürünleri imalatına (nergis yağı…) yönelik gerekli organizasyonlara gidilmesi,
- Ege İhracatçılar Birliği tarafından yaptırılan araştırmaya göre, en kaliteli defne çeşidi olarak belirlenen “Karaburun Defnesi”nin ve doğal olarak yetişen tıbbi amaçlı bitkilerin, kontrollü olarak toplanması ve pazarlanması,
- Yarımada’da sakız ağacı doğal olarak yetişmektedir. Sakız üretiminin geliştirilmesinin desteklenmesi,
- Özellikle dağlık alanda hayıt ve karabaş otu özü, kıyı alanlarında mandalina çiçeği özü ile beslenen arılardan elde edilen yöreye özgü lezzeti olan bal üretiminin, arıcılığın teşviki ve geliştirilmesi,
- Akdeniz Foku başta olmak üzere çok zengin ve değerli türlere sahip olan Karaburun Yarımadası denizleri trol, gırgır, şebeke ve balık çiftliklerinin ağır tehdidi altındadır. Bu nedenle, balık çiftliklerinin kaldırılması, yeni taleplere izin verilmemesi, Karaburun-Foça arasının İzmir Körfezi yönünde trol, gırgır ve şebekeye kapatılması, her tür balıkçılığa kapalı rezerv alanlarının belirlenmesi, kıyı balıkçılığı ile çökertme-dalyan balıkçılığının avlanma alanlarının genişletilmesi, soğuk hava depoları gibi girişimlerle desteklenmesi,
- Kara ve deniz avcılığında denetim mekanizmalarının geliştirilmesi ve yerel sorumlulukların birimler arasında paylaşılması,
- Kurulmuş olanlar dışındaki RES tesis ve kapasite artış projelerine izin verilmemesi,
- Mermer/taş/mıcır/toprak ocaklarının kapatılması ve yenilerine izin verilmemesi,
yönünde programlar oluşturmalı ve çaba harcamalı, bu yöndeki çalışmalara, hazırlanan program ve projelere öncelik ve destek vermelidir.
- Doğal yaşam alanlarının tahrip olması sonucunda, Karaburun köylülerinin kendilerini “kendi yurdunda sürgünde” hissetme ruh halinin güçlenmesi ve yüzyıllardır süren kırsal yaşamın yok olması kaçınılmazdır. Bütünşehir Yasası bu süreci hızlandıracaktır. “Köy, köktür ve tohumdur. Köy, hem geçmişimiz hem geleceğimizdir. Tüketen insanın savaşların içine sürüklendiği bir çağda, köyler sakince üreten geçmişle geleceğin harmanlandığı yerler olmalıdır”. Yeni yerel yönetim kırsal alana yönelik imar, gelişme vb planlarını yaparken kırsaldaki hemşehrilerimizin görüş ve onayına başvurmalı, tarım alanları ile otlak-meraları, fauna habitatları olan florayı, kısacası doğal yaşamı korumalı ve kırsal yaşamı koruyarak geliştirmelidir; bu amaçla, mahalleye dönüşerek belediyeye bağlanacak olan köylerde kırsal üretim ve yaşamı koruyarak güçlendirecek katılımcı yapıların oluşturulmasına öncülük etmelidir;
- Yarımada’nın koylarında oluşmuş olan yerel doku ve siluet, bu koyları değerli ve özel kılmakta ve yerel kimliğin oluşmasına katkı sağlamaktadır. Henüz imar planı olmayan kıyılar ve kıyılara yakın alanlar yapılaşmaya açılmamalıdır;
- İkinci konutlar ile site ve yapı kooperatiflerinin, vb yol açtığı doğal değerlerimizi kirletici, tahrip edici yoğun, çarpık, çirkin yapılaşmaya izin vermemeli, konut/turizm/ticari yapı projelerinde doğal dokuya ve yerel mimariye uygunluk şartı aranmalıdır;
- Kentsel yaşam kalitesini yükseltici proje ve uygulamalar (Atık yağ toplama/ katı atık, (ayrıştırma, geri kazanım, düzenli-sıhhi depolama, kompostlama, geri kazanım, yakma) itfaiye, aydınlatma, ağaçlandırma, yeşil alanlar, rekreasyon alanları, vb) Yarımada’nın doğal dokusuyla uyumlu olmalı ve bu süreçlerde kent halkının görüş ve onayı alınmalıdır;
- Kent günlük yaşamı içinde yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik yol, kaldırım, şehir mobilyası, aydınlatma, ulaşım gibi konularda özellikle engelli bireylerin, yaşlıların, çocukların ve kadınların gereksinimleri konusunda üst seviyede duyarlı olunmalı ve yapılacak uygulamalar, özellikle adı geçen gurupların temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları ile danışma-bilgilendirme-değerlendirme süreçlerinden geçilerek şeffaf bir şekilde projelendirilmelidir;
- Yarımada’da atık su alt yapısı tamamlanmalı ve atık su geri kazanım sistemleri geliştirilmelidir;
- Su kaynakları ve yeraltı su rezervleri bütüncül havza yönetimi anlayışı çerçevesinde korunmalı ve planlanmalıdır;
- Karaburun Yarımadası 1. Derece deprem kuşağı üzerinde ve çevre deprem merkezlerinin etkisi altındadır. Bu nedenle bölgenin Afet (Deprem, Su Baskını, Yangın vb.) Planı hazırlanmalıdır;
- Yerel yönetimden, 2009-2014 Belediye Meclisince alınan Karaburun Yarımadası Özel Çevre Koruma Alanı (ÖÇKA) kararını sahiplenmesini, Yarımada ÖÇKA ilan edildiği taktirde bu sürecin gereklerini yerel paydaşlarla birlikte kararlılıkla yerine getirmesini bekliyoruz.
Karaburun Kent Konseyi olarak, bu yöndeki çalışmalarımızı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hiçbir ayrım yapmadan kararlılıkla sürdüreceğimizi ve yerel yönetimin bu yöndeki girişimlerini destekleyeceğimizi duyururuz.
Yukarıda belirttiğimiz anlayışımıza ve beklentilerimize uygun proje, müdahale ve uygulamaların somutlanması yönünde yerel yönetim ve tüm ilgili birimlerle ortak çalışmalar içinde olacağımızı, bilgi ve birikimimizi paylaşacağımızı bildiririz.
Yerel yönetimimizin saydam, katılımcı ve dayanışmacı bir anlayışla, hiçbir ayrım yapmadan tüm Karaburunlular ve yerel paydaşlarla birlikte Yarımadamızı, doğal ve kırsal yaşamını koruyarak daha ileriye taşıyacağına inanıyoruz.
KARABURUN KENT KONSEYİ