2019 Yerel Yönetim Seçimleri kentte ve köylerde yaşayan her Karaburunlu’nun yaşamı kadar Yarımadamızın doğal ve sosyo-kültürel yaşamını, geleceğini de doğrudan ve çok yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle, Karaburun Kent Konseyi Yürütme Kurulu olarak, Konseyimiz Yönergesinde belirlenen (“kent yaşamında kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, çevreye duyarlılık, Karaburun’un doğal ve sosyo-kültürel değerlerinin korunması, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım, yönetişim ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirme”) kuruluş amacımızın bizlere yüklediği görev ve sorumluluk bilinciyle yerel yönetimden beklentilerimizi Karaburun Yarımadası yaşayanları ve yerel dinamikleriyle paylaşmayı görev biliyoruz :
- Karaburun Yarımadası, tüm doğal zenginlikleri, biyoçeşitliliği, ekosistemi, sosyal ve kültürel değerleriyle, Doğu Akdeniz Havzasının en bozulmamış bölgesi olma ayrıcalığıyla çok özel bir bölgedir. Kentsel ve kırsal yaşama yönelik her planlama, uygulama ve müdahale Yarımada’nın bu özellikleri korunarak ve “her şey insan içindir” yaklaşımı yerine ‘insan doğaya yabancılaşmamalıdır, önce doğa’ anlayışı temelinde yapılmalıdır;
- Bu tür planlama ve müdahaleler, hiçbir siyasal, etnik, vb. ayrım yapmadan, Yarımada halkı ile yerel dinamiklerinin görüşlerini ifade etmesine ve bu süreçlere katılımına olanak verecek yapılarda görüşülmelidir, oluşturulacak bu yapılara süreklilik kazandırılmalıdır;
- Yarımada’nın doğal ve geleneksel sosyo-kültürel değerlerini tehdit ve tahrip eden, bölge halkına hiçbir yararı olmayan ve yerelin kalkınmasının önünü kesen yatırımlara karşı Yarımada halkı ve yerel dinamikleriyle ortak kararlı bir duruş sergilenmelidir;
- Karaburun’un en önemli varlığı korunmuş doğasıdır. Karaburun bir “doğal ürün markası” olmuştur. Sürdürülebilir gelişme stratejisi (Sürdürülebilir yaşam stratejisi..) planı ve uygulamaları bu temel özelliğe dayanmalıdır. Dolayısıyla Yeni Yerel Yönetim :
- ”Hassas sistemlerin korunması ve bu bölgelerin içinde ve çevresinde yaşayan nüfusun sosyo-ekonomik gelişmesi için kaynak yaratabilen bir araç” olarak tanımlanan ekoturizm, agroturizm, kırsal turizm, doğa turizmi, kültürel turizm ile birlikte ev/köy pansiyonculuğu vb. proje ve uygulamalarını teşvik etmesi ve desteklemesi,
- Turizm yatırımı adı altında kıyısal ve karasal alanlarda doğal ve kültürel değerlerimizi tahrip edici girişimleri önlemesi yönünde planlama yapması,
- Keçi yetiştiriciliği desteklenerek, keçi sütünün soğuk taşıma zinciri ile (Eğlenhoca’da İZKA fonlamasıyla ve Karaburun Belediyesi ve SS Eğlenhoca Kalkınma Kooperatifi paydaşlığında hayata geçirilen Mandıra’da) katma değerli ürün haline getirilmesi ve Karaburun keçi yetiştiricilerinin katılımlarıyla üretim/pazarlama süreçlerinde Mandıra yönetimini üreticinin kontrolüne bırakması, konu ile ilgili yasal düzenlemeleri yapması, kararları alması,
- Keçilerin mera-otlak alanlarını daraltan zeytin yetiştiricilik alanlarının yeniden planlanması, öncelikle zeytinlik yapmak üzere sözleşme ile alınıp boş bırakılan alanların, köy adına mera olarak tescil edilmesine yönelik çalışmalar yapması,
- Zeytinyağı üretiminin soğuk sıkma yöntemiyle yapılarak marka yaratılması, oluşan atıklardan yakıt üretilmesi, aynı zamanda yağhanelerin üretim koşullarının iyileştirilmesi sürecine destek olunması, pazarda hijyenik olmayan koşullarda satılan zeytinyağ satışının kontrol altına alınması,
- Hurma zeytini, nergis ve kopanisti peynirinin tescillenmesi ve coğrafi işaretlemelerinin yapılmasına öncülük etmesi,
- Yalnızca Yarımada’da yetişen hurma zeytinin hijyenik koşullarda toplanması, paketlenmesi ve pazarlanması sürecine destek vermesi,
- Enginar ve erkenci mandalina üretimini desteklemesi ve işlenerek Karaburun markasıyla piyasaya sürülmesi, ürünlerin alt yapı tesislerinin kurulması yönünde projeler üretmesi,
- Eskiden çok yaygın olan organik üzüm yetiştiriciliği ve üzüm yan ürünleri üretiminin canlandırılması için gerekli organizasyonlara gitmesi,
- Yerel üreticinin ürünlerinin öne çıkarılması için merkez ve mahallelerdeki (köylerdeki) yerel pazarların kurulmasını kolaylaştırması,
- Nergis ve Sümbül üreticisinin Bozköy Kalkınma Kooperatifi çatısı altında toplanmasını sağlaması, zararlılarla mücadele, ekipman kullanımı ve pazarlama yöntemleri konusunda Üniversitelerin desteğinin alınmasında kolaylaştırıcı olması, nergis yan ürünleri imalatına (nergis yağı vb.…) yönelik gerekli organizasyonlara gitmesi,
- Ege İhracatçılar Birliği tarafından yaptırılan araştırmaya göre, en kaliteli defne çeşidi olarak belirlenen “Karaburun Defnesi”nin ve doğal olarak yetişen tıbbi amaçlı bitkilerin, kontrollü olarak toplanması, pazarlanması ve altyapı tesislerinin kurulmasına öncülük etmesi,
- Özellikle dağlık alanda hayıt ve karabaş otu özü, kıyı alanlarında mandalina çiçeği özü ile beslenen arılardan elde edilen yöreye özgü lezzeti olan bal üretimini ve arıcılığı teşvik etmesi,
- Ülkemizin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle koruma altında olan Akdeniz Foku (Monachus monachus) ve Deniz Çayırları (Posidenia oceanica) başta olmak üzere çok zengin ve önemli türlere sahip olan Karaburun Yarımadası denizleri trol, gırgır, şebeke ve balık çiftliklerinin ağır tehdidi altındadır. Bu nedenle 4-5-6 No’lu potansiyel alan kararlarının iptal edilmesi, bölgedeki balık çiftliklerinin kaldırılması, yeni taleplere izin verilmemesi, su ürünleri yetiştiricisi firmaların kapasite artış projelerinde ÇED süreçlerine itiraz edilerek hukuki süreçlerin başlatılması ve/veya yerelde açılan davalara müdahil olunarak gerekli destekleri vermesi,
- Karaburun-Foça arasının İzmir Körfezi yönünde trol, gırgır ve şebekeye kapatılması, her tür balıkçılığa kapalı rezerv alanlarının belirlenmesi, kıyı balıkçılığı ile çökertme-dalyan balıkçılığının avlanma alanlarının genişletilmesi ve yereldeki su ürünleri kooperatiflerinin kapasitelerinin arttırılmasına yönelik projeleri desteklemesi,
- Kara ve deniz avcılığında denetim mekanizmalarının geliştirilmesi ve yerel sorumlulukların birimler arasında paylaşılmasında kolaylaştırıcı olması,
- Kurulmuş olanlar dışındaki RES tesis ve kapasite artış projelerine izin verilmemesi, firmaların kapasite artışı projelerinde ÇED süreçlerine itiraz edilerek hukuki süreçlerin başlatılması ve/veya açılan davalara müdahil olunarak gerekli destekleri vermesi,
- Kurulmuş olanlar dışındaki Mermer/taş/mıcır/toprak ocaklarının tesis ve kapasite artış projelerine izin verilmemesi, firmaların kapasite artış projelerinde ÇED süreçlerine itiraz edilerek hukuki süreçlerin başlatılması ve/veya yerelde açılan davalara müdahil olunarak gerekli destekleri vermesi,
Yeni Yerel Yönetim; Karaburun Yarımadası’nın geleceğe taşınması yönünde programlar oluşturmalı, bu yöndeki çalışmalara hazırlanan program ve projelere öncelik ve destek vermelidir.
- Doğal yaşam alanlarının tahrip olması sonucunda, Karaburun köylülerinin kendilerini “kendi yurdunda sürgünde” hissetme ruh halinin güçlenmesi ve yüzyıllardır süren kırsal yaşamın yok olması kaçınılmazdır. Bütünşehir Yasası bu süreci hızlandırmıştır. “Köy, köktür ve tohumdur. Köy, hem geçmişimiz hem geleceğimizdir. Tüketen insanın savaşların içine sürüklendiği bir çağda, köyler sakince üreten geçmişle geleceğin harmanlandığı yerler olmalıdır”. Yeni yerel yönetim kırsal alana yönelik imar, gelişme vb. planlarını yaparken kırsaldaki hemşehrilerimizin görüş ve onayına başvurmalı, tarım alanları ile otlak-meraları, fauna habitatları olan florayı, kısacası doğal yaşamı korumalı ve kırsal yaşamı koruyarak geliştirmelidir; bu amaçla, mahalleye dönüşen belediyeye bağlanan köylerde kırsal üretim ve yaşamı koruyarak güçlendirecek katılımcı yapıların oluşturulmasına öncülük etmelidir;
- Yarımada’nın koylarında oluşmuş olan yerel doku ve siluet, bu koyları değerli ve özel kılmakta ve yerel kimliğin oluşmasına katkı sağlamaktadır. Henüz imar planı olmayan kıyılar ve kıyılara yakın alanlar yapılaşmaya açılmamalı, bu yönün aksinde oluşacak merkezi politikalara itiraz edilmelidir;
- İkinci konutlar ile site ve yapı kooperatiflerinin, vb. yol açtığı doğal değerlerimizi kirletici, tahrip edici yoğun, çarpık, çirkin yapılaşmaya izin verilmemeli, konut/turizm/ticari yapı projelerinde doğal dokuya ve yerel mimariye uygunluk şartı aranmalıdır;
- Kentsel yaşam kalitesini yükseltici proje ve uygulamalar (Atık yağ toplama/ katı atık, ayrıştırma, geri kazanım, düzenli-sıhhi depolama, kompostlama, yakma, aydınlatma, ağaçlandırma, yeşil alanlar, rekreasyon alanları, vb) Yarımada’nın doğal dokusuyla uyumlu olmalı ve bu süreçlerde kent halkının görüş ve onayı alınmalıdır;
- Yarımadanın deniz ulaşımı desteklenmeli, Yarımada/İzmir/Yunan Adaları arasında bir hat oluşturulmalı, kapsamlı olarak ilişkilendirilen ulaştırma-denizyolu-turizm üçlemesi için sürdürülebilir bir program planlanmalıdır;
- Üniversitelerle işbirliği içinde hazırlanmış olan yürüyüş rotaları korunmalı, bisiklet parkurları belirlenmeli ve kullanımının yaygınlaştırılması konusunda çalışmalar yapılmalıdır;
- Kent günlük yaşamı içinde yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik yol, kaldırım, şehir mobilyası, aydınlatma, ulaşım gibi konularda özellikle engelli bireylerin, yaşlıların, çocukların ve kadınların gereksinimleri konusunda üst seviyede duyarlı olunmalı ve yapılacak uygulamalar, özellikle adı geçen gurupların temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları ile danışma-bilgilendirme-değerlendirme süreçlerinden geçilerek şeffaf bir şekilde projelendirilmelidir;
- Sağlık ve diğer hizmetlerin Merkez ve Mahallelerde bulunan kıdemli hemşehrilere ulaşımının kolaylaştırılması için projeler üretilmelidir;
- Karaburun’da sokak hayvanları ile ilgili çalışmalar yürüten KKK Hayvan Hakları Çalışma Gurubu’na her türlü lojistik destek sağlanmalı, Karaburun Belediyesi Veterinerlik Biriminin personel, ekipman ve malzeme ihtiyaçları karşılanmalıdır;
- Yarımada’da içme sularından alınan tahlil sonuçları duyurulmalı, İZSU tarafından kapatılan Yarımada’da bulunan doğal kaynak suları açılmalı, bakımları yapılmalı ve mevcut çeşmeler kullanıma hazır hale getirilmelidir. Ayrıca, Karaburun İlçesi’ne yönelik içme ve tarımsal kullanımlı su tarifelerinin belirlenmesinde yerelin beklentileri dikkate alınmalıdır;
- Yarımada’da atık su alt yapısı yatırımlarının “yer” seçimlerinde yerelin de görüşleri alınmalı, yarım kalmış yatırımlar tamamlanmalı ve atık su geri kazanım sistemleri geliştirilmelidir;
- Yarımada’da moloz döküm alanlarının belirlenmeli ve geçmişte denetimsizce dökülen molozların rehabilitesi için programlar oluşturulmalıdır,
- Su kaynakları ve yeraltı su rezervleri bütüncül havza yönetimi anlayışı çerçevesinde korunmalı ve planlanmalıdır;
- Karaburun Yarımadası 1. Derece deprem kuşağı üzerinde ve çevre deprem merkezlerinin etkisi altındadır. Bu nedenle bölgenin Afet (Deprem, Su Baskını, Yangın vb.) Planı hazırlanmalı ve Karaburun Yarımadası için çok ciddi tehlike boyutlarına ulaşan yangınlar için “acil” olarak Koordinasyon Merkezi oluşturulmalıdır;
- Karaburun İlçesinin küresel iklim değişikliği uyum strateji ve eylem planları acilen öncelik programlarına alınmalıdır;
- Yerel yönetimden, 2013 yılında Belediye Meclisi’nce alınan Karaburun Yarımadası Özel Çevre Koruma Alanı (ÖÇKA) kararını sahiplenmesini, Yarımada ÖÇKA ilan edildiği taktirde bu sürecin gereklerini yerel paydaşlarla birlikte kararlılıkla yerine getirmesini bekliyoruz.
Yukarıda belirttiğimiz anlayışımıza ve beklentilerimize uygun proje, müdahale ve uygulamaların somutlanması yönünde yerel yönetim ve tüm ilgili birimlerle ortak çalışmalar içinde olacağımızı, bilgi ve birikimimizi paylaşacağımızı bildiririz.
Karaburun Kent Konseyi olarak, bu yöndeki çalışmalarımızı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hiçbir ayrım yapmadan kararlılıkla sürdüreceğimizi ve yerel yönetimin bu yöndeki girişimlerini destekleyeceğimizi duyururuz.
Yerel yönetimimizin saydam, katılımcı ve dayanışmacı bir anlayışla, hiçbir ayrım yapmadan tüm Karaburunlular ve yerel paydaşlarla birlikte Yarımadamızı, doğal ve kırsal yaşamını koruyarak daha ileriye taşıyacağına inanıyoruz.
KARABURUN KENT KONSEYİ