Karaburun Kent Konseyi; İş Bankası ve CHP Yönetimine Karaburun Yarımadası’ndaki Enda Holding Res Projeleriyle İlgili Yarımada Geçmişini Açıklayan Bilgilendirme Mektubu Gönderdi.. 27 Eylül’de Gönderimi Yapılan Mektuba Yanıt Bekleniyor!..

yayla

Karaburun Kent Konseyi;

İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Genel Müdür Adnan Bali, ayrıca İş Bankası’nın % 28.09 hissesine sahib olan CHP Yönetiminden Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil, Genel Başkan Yardımcıları Şafak Pavey, Umut Oran, Faik Öztrak ve İzmir Milletvekili Musa Çam’a Karaburun Yarımadası’nda RES projelerine bakışını ve kredilendirilen Enda Enerji Holding RES projeleriyle ilgili Yarımada geçmişini açıklayan bir mektup gönderdi.

20 Eylül 2013 tarihinde, İş Bankası Gn Md Yrd. Suat İnce tarafından  yapılan basın açıklamasında, Bankanın   Enda Enerji Holding’le  içinde Mordoğan RES ve  Yaylaköy RES ‘inde olduğu 5 proje için 96 milyon $ kredi anlaşması imzaladığı duyurulmuştu. İnce’nin açıklamasında “…özellikle çevresel konularda tüm önlemleri alınmış enerji projelerine finansman desteğini önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz.” İfadesine de yer verilmişti.

Karaburun Kent Konseyi’nin İŞ Bankası ve CHP Yönetimine Gönderdiği Mektupta;

Öncelikle, küresel ısınmanın ve küresel iklim değişikliğinin, başta karbon gazı salınımında en büyük paya sahip gelişmiş ülkeler olmak üzere,  dünyanın çözmesi gereken öncelikli konulardan biri olduğunun ve bu kapsamda yenilenebilir ve temiz enerji üretiminin son derece önemli olduğunun bilincinde olunduğunun altı çizilerek,

     RES’lerin doğru yerlerde, yerel yaşama saygıyla ve doğanın ve sosyal yaşamın korunarak kurulması gereği ve bu çerçevede de yerel paydaşların görüşlerinin önemi,

     Enda Holding bünyesinde yer alan, Yaylaköy RES A.Ş. , Egenda Enerji Üretim A.Ş.,  Mordoğan RES ve Yaylaköy RES projeleri ile ilgili olarak, 09 Kasım 2012 tarihinde FutureCamp Türkiye  tarafından   uluslarası karbon sertifikasyon kuruluşu olan Gold Standart Vakfı  kriterlerini oluşturmak üzere, Gold Standart kurullarının şart koştuğu “Halkı Bilgilendirme Toplantıları”na, yerel halk, yerel yönetimler, köy muhtarlıkları ve Yerel STK’ların ortak iradesiyle, halkın katılımının gerçekleşmediği, bu karşı çıkışın Gold Standart Şeması altındaki değerlendirmelerde ana kriterler olan “ çevrenin, biyoçeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kalkınma” konuları çerçevesinde  özetlenen gerekçeleri  anılan Vakfa  ve ilgili ulusal ve uluslararası kuruluşlara   iletildiği,

    Gold Standard Vakfı’nın, bu durumda bu projeleri sertifikalandırma süreçlerine dahil edemeyecekleri bilgisini Karaburun Kent Konseyi’ne ilettiklerini,

  Doğu Akdeniz Havzasının en temiz bölümü olarak tanımlanan Karaburun Yarımadası’nın, özel ekosisteminde barındırdığı 204’ten fazla kuş türü, 400’e yakın bitki türü ve denizel varlıklarıyla çok zengin bir biyoçeşitliliğe sahip olduğu. bu zenginliğin, aralarında akdeniz foku, ada martısı, ada doğanı, yılan kartalı, küçük kerkenez, karakulak, su samuru gibi uluslararası ölçekte koruma altına alınmış hayvan türlerini de içerdiği, Yarımadanın zengin florasında, 15’i endemik, 4’ü nadir/azalan, 5’i CITES kapsamında uluslararası düzeyde  korunması gereken tür tespit edildiğini,

        Coğrafi yapısı nedeniyle, pek çok kıyı yerleşiminin maruz kaldığı yoğun yerleşim ve insan müdahalesinden daha az etkilenmiş, zengin ekosistemi, doğası, sosyo-kültürel  yaşamı, özgün ürünleri ve  temiz tarım uygulamalarıyla kırsal yaşamı korunabilmiş nadir bölgelerden biri olan Karaburun Yarımadası’nın bütüncül bir yaklaşımla korunması gereken bir ülke değeri ve dünya mirası olduğu, bu mirasın korunmasının yalnız Karaburun’luları değil, ülkemizin ve dünyanın sorumluluğu altında olduğunu,

   Ancak;  Karaburun Yarımadası’nın, bölge için aşırı yoğunluk ve yaygınlıkta olan  Rüzgar Enerji Santrallerinin  ağır baskısı altında olduğunu,

   Bölgede yoğun ve yaygın RES inşası,  türbinlerin kapladığı alanların yanısıra, enterkonekte sisteme bağlantılar, yan yollar, türbinlerin trafo merkezine bağlanması için kurulan yer altı şebeke tesisleri, türbinler arası açılan yollar, geçici inşaat alanları gibi  unsurlar da eklendiğinde doğal yaşamı yok ettiği, bu durumun ayrıca,  dağlık, engebeli coğrafi yapısı nedeniyle tarım ve mera  alanlarının kısıtlı olduğu bölgede yöre halkının iki temel geçim kaynağı olan keçi yetiştiriciliği ve zeytinciliğe büyük zarar verdiği ve  yöre halkının  varlığını sürdürmesini ciddi boyutta  tehdit ettiği,

–       Yaylaköy RES projesi, şu anda İnşaatı tamamlanma aşamasında olan, 120 Mwe kapasiteli ve 50 türbinden oluşan Lodos Enerji Üretim A.Ş’ye ait Karaburun RES projesiyle, Mordoğan RES projesi ise,   30,75 Mwe kapasiteli ve 13 türbinden oluşan Ayen Enerji’ye ait santraliyle aynı bölgede olduğunu,

    Yaylaköy örneğinden hareketle, mevcut yatırımların doğaya ve sosyal yaşama verdiği zararların ilgili Bakanlıklara/Kurullara iletildiği, Kadim kültürünü sürdüren 450 yıllık Yaylaköy  halkının “10.000 kara keçimizle bize göçecek yer gösterin” dediğini, bölgedeki RES’lerden etkilenen Parlak, Salman, Hasseki, Tepeboz ve  Bozköy köylerinin halkının da benzer sıkıntıları paylaştıklarını,

      Karaburun Yarımadası yaşayanlarının, sahip oldukları doğal ve kültürel mirasın korunması konusunda ortak bir bilince ve kararlığa sahip olduğunu, bu kapsamda  Yarımada’da zengin ve nadir biyoçeşitliliği ve sosyal yaşamı tehdit eden yatırımların durdurulması  ve Yarımada’nın kırsal kalkınmanın sağlandığı korunma alanı ilan edilmesi için  yoğun bir çaba içinde olduklarını, bu mücadelenin bir evresi olarak 17-18 Ağustos tarihlerinde, Yerel Yönetimler, muhtarlıklar, Kent Konseyi  ve yerel STK’ların ortak girişimiyle  düzenlenen “Karaburuna İyi Bak Buluşması”nın tüm Türkiye’den çevre kuruluşlarının ve doğa dostlarının ve çok geniş yelpazede basın yayın kuruluşlarının  katılımı ile gerçekleştiğini   (“Karaburun’a İyi Bak” süreci “karaburunaiyibak.org sayfasından takip edilebilir),

      T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nde yürütülmekte olan  Karaburun Yarımadası’nın ulusal mevzuatla korumaya alınmasını öngören  Özel Çevre Koruma Bölgesi çalışmalarının Karaburun Yarımadası’nın tüm  bileşenleri tarafından büyük önem verilerek  ve dikkatle izlendiğini,

     İş Bankası’nın da taahhüdde bulunduğu, Birleşmiş Milletler, Küresel İlkeler Sözleşmesi ile, iş dünyasına çevre dostu teknolojilerin gelişmesini ve yaygınlaşmasının  yanısıra, çevre sorunlarını önleyici ve çevreyi koruyucu yaklaşımların  desteklemesi sorumluluğu da ilke olarak tanımlandığını,

        Yaylaköy’ü çepeçevre saran mevcut RES inşaatının yerel üzerindeki olumsuz sosyal ve ekonomik etkileri ağır bir şekilde yaşanmaktayken, Yarımada’da planlanan diğer RES projelerinin, ekosistem üzerindeki  tahribat riskini yenilenemeyecek noktaya taşıyarak ve sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının çok uzağında, bir yok oluş sürecini beraberinde getireceğini ve bu noktada, yenilenebilir ve temiz enerji kaynağı olan RES’lerin Karaburun Yarımadası örneğinde kirlenmekte olduğu konusunun gündeme geldiğini,

–      Enda Holding tarafından Karaburun Yarımadasında kurulması planlanan “Mordoğan RES” ve “Yaylaköy RES” projeleri ile ilgili kredilendirme sürecinde İş Bankası’ nın, uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış olan türleri de barından nadir ekosisteminin korunması ve yerelin sürdürülebilir kalkınması konularını  gereken sorumlulukla dikkate alması gerektiğini,

Ve, 

Bu süreçte, koruma altına alınması düşünülen alanların yeni yeni yatırımlarla tahrip edilmesinin önüne geçilmesi ve bu çerçevede ilgili tüm kesimlerin iş birliği ve desteğinin sağlanmasının önem taşıdığı belirtilerek,

Konuya ilişkin İş Bankası Yönetiminin görüşlerinin ve “Mordoğan RES” ve “Yaylaköy RES” projeleri

ile ilgili olarak Enda Holding kredilendirme süreciyle ilgili gelişmelerin,  Karaburun halkı ile paylaşılmak üzere bildirilmesi istendi…

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir