Gezegenimiz, üzerinde yaşayan tüm canlılarla birlikte tarihte görülmemiş bir yıkımla karşı karşıya. İnsanoğlunun aşırı tüketime dayalı bugünkü yaşam şekli nedeniyle ortaya çıkan doğa yıkımı, geri dönüşü olmayan bir noktaya doğru hızla ilerliyor. Her on üç dakikada bir, yeryüzünde bir canlı türü daha yok oluyor. Günümüz insanı, varolmanın yegâne yolunu ihtiyacının fazlasını üretmek ve tüketmek olarak görüyor. Bu anlayış, doğa üzerinde egemenlik mantığını temel alan sonu gelmeyen bir kâr hırsıyla tüm yaşam kaynaklarımızı metaya dönüştürüyor. Sınırsız tüketime dayalı bu sistemin Türkiye’deki yansıması, çok daha korkunç bir tablo olarak karşımıza çıkmaktadır: Son elli yılda yok edilen sulakalanlarımızın büyüklüğü Marmara Denizi’nin büyüklüğünü geçti. Yani 60’lı yıllardan bu yana sulak alanlarımızın %40’ını kaybettik.
Dağlarımız, son on yılda verilen 40 binden fazla maden ruhsatıyla maden şirketlerine tahsis edildi. 2B yasası tasarısı ile ormanlarımızın satışı için düğmeye basıldı. Yakın zamana dek kendi kendine yetebilen nadir toplumlardan biriyken, yanlış tarım politikaları nedeniyle yediğimiz ekmeğin buğdayını bile ithal eder hale geldik. Yanlış tarım politikları sonucunda doğduğu topraklarda doyamaz hale getirilen köylü nüfusun kırsal alanlardan şehre göç etmesiyle insansızlaşan topraklarımız, GDO’lu tohumlara ve rant peşindeki büyük tarım şirketlerine terk edildi. Bugüne kadar kanunları eğip bükerek el konulmaya çalışılan kıyılarımız, yaylalarımız, ormanlarımız; hazırlanan yeni kanunlarla satışa çıkarılıyor. Toprağımıza ektiğimiz tohumdan çocuklarımıza yedirdiğimiz mamaya, enerji üreten santrallerde kullanılan makinelerden üzerimize giydiğimiz kıyafetlere kadar hemen her ürünü ithal ettiğimiz unutulup; enerjide dışa bağımlılığı giderme adı altında bütün akarsularımız ve vadilerimiz yağmalanıyor.
Anadolu derelerinin tamamına yakını üstüne hidroelektrik santral yapılması amacıyla şirketlere satıldı. Sayısı 2000’in üzerinde olan bu santraller hayata geçirildiği taktirde Anadolu’da akan tüm dereler, borular ya da tünellere hapsedilmiş olacak. Sayıları her geçen gün artan termik santrallere bir de nükleer santral projeleri eklendi. Artık çocuklarımızın geleceği de ipotek altında. Kendi imkânlarımızla ürettiğimiz son ürünlerle birlikte, bu ürünleri üretenlerin kültürü ve geleneksel yaşam biçimi de yok ediliyor.
Artık bir seçim yapmak zorundayız: Ya sınır tanımayan tüketim alışkanlıklarımızı sürdürerek, doğayla birlikte kendimizi de yok edeceğiz ya da onunla uyumlu bir yaşamı seçeceğiz.
Doğanın varoluşuna, binlerce yıldır bu topraklarda yaşamış olan uygarlıklara, ait olduğumuz topluma ve gelecek nesillere karşı duyduğumuz vicdani sorumluluğun gereği olarak, biz ikincisini seçiyoruz. Doğası ve yaşam alanlarıyla birlikte, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan bizler şu gerçeklerin altını çiziyoruz:
- Doğa kendi başına vardır ve insan onun sadece bir parçasıdır.
- Varoluşumuzun yegane kaynağı olan doğanın ‘çevre’ adıyla yaşamımızın dışına çıkartılıp ötekileştirilmesi kabul edilemez.
- Doğa canlı bir varlıktır. İnsanlar, şirketler veya devletler doğanın sahibi olamaz, doğanın kadim dengesini ve işleyişini bozacak herhangi bir tasarrufta bulunamaz.
- Doğa üzerinde herhangi bir mülkiyet hakkı iddia edilemez. İnsan doğa içinde yaşayan her canlı gibi geçicidir. *Kendinden sonraki nesillerin ve diğer canlıların da içinde yaşayacağı doğaanayı; onun dağlarını, ormanlarını, kıyılarını, derelerini, göllerini sahiplenmesi veya özelleştirmesi, bir mal gibi alıp satması asla kabul edilemez.
- Temiz ve sağlıklı doğa ve bunun birinci şartı olarak su, tüm canlıların doğuştan gelen en temel hakkıdır. Bu hakkı ihlal edebilecek hiçbir kanun ve uygulama kabul edilemez.
- Tek başına hiçbir canlının ihtiyacı, doğanın tahrip edilmesinin nedeni olamaz. ‘Sürdürülebilir kalkınma’, ‘koruma kullanma dengesi’, ‘üstün kamu yararı‘ gibi kavramlar doğanın sömürülmesi için gerekçe gösterilemez.
Bu ilkeler doğrultusunda, aşağıda sıraladığımız adımların gerçekleşmesi için harekete geçiyoruz:
- Doğayı bir meta olarak gören kalkınma modeli terk edilmeli, ‘doğaanamızın yaşama hakkı’ anayasal güvence altına alınmalıdır.
- ‘Her insan doğduğu yerde doyabilmeli’ ilkesinden yola çıkarak, kırsalda yaşayan insanların büyük kentlere göçünü engelleyecek ve geleneksel yaşam biçimlerimizi destekleyecek düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
- Kırsal yaşamımızı, kültürel mirasımızı ve biyolojik çeşitliliğimizi tehdit eden, kâr hırsıyla hazırlanmış hidroelektrik santral (HES) ve baraj projelerinin tamamı durdurulmalıdır. #Bugüne kadar yapılmış uygulamaların doğal alanlarımız üzerinde yarattığı yıkımı giderecek çalışmalar acilen başlatılmalıdır.
- Ormanlarımızın yok olmasının önünü açacak 2B yasal düzenlemeleri derhal geri çekilmeli, ormanların özelleştirilmesine dair hazırlıklar durdurulmalıdır.
- Ne koruma alanlarını, ne tarım alanlarını ne de canlı yaşamını dikkate alan madencilik faaliyetleri durdurulmalı, bu faaliyetlerin ekosistem üzerindeki etkisi göz ardı edilerek verilmiş tüm maden ruhsatları iptal edilmelidir.
- Toprakların verimsizleşmesine, temel geçim kaynağı tarım olan köylünün yoksullaşmasına ve su kaynaklarının aşırı kullanımına neden olan yanlış tarım politikaları terk edilmeli; tüm tarımsal faaliyetlerde doğanın dengesini gözetilmeli ve doğru yerde doğru ürün ilkesi benimsenmelidir.
- Tüm canlı yaşamını tehdit eden hibrit tohumların, GDO’lu ürünlerin ve üretimde kullanılan her türlü kimyasal maddenin kullanımı durdurulmalıdır.
- Bizden önce bu topraklarda yaşamış onlarca uygarlıktan günümüze miras kalan Hasankeyf gibi nice kültürel zenginliğimizi tehdit eden projeler ve uygulamalar derhal durdurulmalıdır. #Sadece bize değil tüm insanlığa ait bu değerler itinayla korunmalı, gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarılması için gerekli çalışmalar acilen başlatılmalıdır.
- Sosyal ve ekolojik maliyeti gözardı edilerek planlanan ve şehirlere daha büyük göç dalgalarının gelmesine yol açacak otoyol, köprü ve konut projeleri durdurulmalı, karbon salınımını azaltacak demiryolu ulaşımı geliştirilmeli ve yaygınlaştırmalıdır.
- Var olanlara her geçen gün bir yenisi eklenen, doğaya verdikleri zarar tartışılmaz termik santraller ve nükleer santral yatırımları derhal durdurulmalıdır.
- Çevre ve Orman Bakanlığı’nın izniyle, doğayı yok eden şirketler tarafından finanse edilen özel firmalar tarafından hazırlanan ÇED raporları ve buna izin veren ÇED Yönetmeliği derhal iptal edilmelidir. Doğanın hassas dengesi, kamuoyu vicdanı, sivil toplum kuruluşları ve yerel halkın kanaatinin dikkate alınmadığı hiçbir projeye onay verilmemelidir.
- Tüm koruma alanlarını ticari yatırımlara açan Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı geri çekilmeli, Yenilenebilir Enerji Kanunu derhal iptal edilmelidir. Varolan koruma alanlarının statüleri güçlendirilmeli; biyolojik çeşitliliği korumak için önemli doğa alanlarına hızla koruma statüsü kazandırılmalıdır.
- Özel şirketlerin ve kamu kurumlarının doğayı katletmesinin önünü açan ‘kirleten öder’ mantığı ve uygulaması terk edilmeli, doğaya zarar verenlerin ağır cezalara çarptırılmasını öngören yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
- Yaptığı yatırımlarla doğanın dengesine müdahale eden icracı bir kuruluş niteliğindeki Devlet Su İşleri (DSİ) ile doğayı korumakla yükümlü Çevre ve Orman Bakanlığı’nı aynı çatı altında birleştiren yapı derhal değiştirilmelidir. Çevre ve Orman Bakanlığı, şirketlerin çıkarlarını savunmak yerine; asli görevi olan, doğayı koruma görevini yerine getirmelidir.
Kendini doğa ananın sahibi değil bir parçası olarak gören bizler :
İçinde varolduğumuz doğayı ve onun hassas dengesini tehdit eden, yukarıda sıraladığımız ilkeleri ve talepleri karşılamayan, ulusal veya uluslararası yasa, sözleşme, antlaşma ve bunların uygulamalarının tümünü reddediyoruz. Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan doğamızın kadim dengesini, sağlıklı ve mutlu bir yaşamın birinci şartı olarak görüyoruz. Varolan idari sistemin, taleplerimizi karşılayacağına dair inancımız kalmadığından; halk olarak bu gidişe dur diyor, parçası olduğumuz doğaanamızın haklarıyla birlikte kendi yaşam hakkımızı savunmak için ayağa kalkıyoruz;
Nisan 2011 itibariyle vadilerden, köylerden, kasabalardan, şehirlerden yola çıkıyor, Türkiye’nin dört bir yanından 40 gün 40 gece yol alacak kervanlar halinde Ankara’ya yürüyoruz. Ve taleplerimiz yerine getirilene kadar geri dönmüyoruz. Doğanın hassas dengesini korumanın, insan olarak vicdani sorumluluğumuz olduğunu düşününen herkesi bu hareketi desteklemeye çağırıyoruz.
ANADOLU’YU VERMEYECEĞİZ!
Ağaçlar Net
Aksu Vadisi Platformu
Aksu Kuşdili Köyü
Akyaka Kent Konseyi
Alakır Nehri Kardeşliği
Anadolu Müzik Okulu
Ankara Kız Lisesi Mezunları
Antakya Çevre Koruma Derneği
Arhavililer Vakfı
Arhavi Folklor Kültür ve Turizm Derneği
Artvin Çevre Platformu
Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği
Asin ve Mandalya Korfezlerini Koruma Platformu
Atlas Dergisi
Avrasya Kültür İşbirliği ve İş Lobisi Vakfı
Ayakizleri Doğa Etkinlikleri Gurubu
Ayvalık Adaları Tabiat Parkını Koruma Platformu
Balıklıova Çevre Hareketi
Bartın Platformu
Başak Kültür ve Sanat Vakfı
Başkent Rize İkizdereliler Kültür ve Dayanışma Derneği
Batı Akdeniz Çevre Platformu
Batman Turizm ve Tanıtma Derneği
Bodrum Maviyol Girişimi
Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği
Boğatepe Köyü Kalkınma Kooperatifi
Bozkır Çevre Derneği
Buğday Derneği
Bukla
Büyük Menderes Platformu
Camili Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği
Ceyhan Çevre Gönüllüleri Derneği
Cide Doğa Derneği
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
Çamlıhemşin Hemşin Vakfı
Çamlıkaya Derneği
Çanakkale Çan Çevre Derneği
Çatalzeytin Aşıkları Çevre Platformu
Çatalzeytinliler Yardımlaşma Derneği
Çayeli Çevre Koruma Derneği
ÇEKÜL Vakfı
Çeşme Doğa ve Hayvan Sevenler Koruyanlar Derneği
Dağ Keçisi Doğa Sporları Derneği
Dağ Kültürü Derneği
Dalyan Turizm Kültür Çevre Koruma Derneği
DASK
Datça Çevre Derneği
Denizli Doğa Sevenler Derneği
Doğa Aktiviteleri Grubu
Doğa Derneği
Doğa Emanetçileri Çevre Eğitim Derneği
Doğa Eylem Gücü
Doğa Kültür ve Yaşam Derneği
Doğa ve Macera Grupları
Doğal ve Kültürel Çevre İçin Yaşam Girişimi
Doğal Yaşam Derneği
Doğu Akdeniz Çevre Platformu
Doğu Karadeniz Çevre Platformu
Dünyalılar
Dünya Savaşçıları
Edirne Doğa Sporları Kulübü Derneği
Ege Ornitoloji Derneği
EgeDoğa
Ekolojik Yaşam Derneği
Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği
Ekoturizm ve Sürdürülebilir Turizm Derneği
Ekstrem Doğa Sporları ve Gezi Ekibi
Emanetçiler Derneği
Ergene Platformu
Ersizlerdere Yardımlaşma Dayanışma Ekonomik Kalkınma ve Ekoturizm Derneği
Fethiye Çevre Platformu
Fırtına Vadisi
Fotoğraf ve Doğa Sporları Grubu
Giresun Kardoğa Federasyonu
Göcek Kültür Turizm Derneği
Gökova Sürekli Eylem Kurulu
Gökyaka Hendek Aksu Deresi ve Çevresini Koruma Birliği
Greenpeace Akdeniz
GÜMÇED Edremit Körfez Şubesi
Gümüşhane Torul Dereleri
Gürleyik Köyü Doğal ve Tarihi Değerlerini Koruma ve Yaşatma Derneği
Hayvan Hakları Federasyonu
Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği
Hemşin Sosyal Sorumluluk ve Gelişim Derneği
İç Anadolu Çevre Platformu
İkizdere Derneği
İklim İçin Gençlik Girişimi
İmece Evi
İspir Doğa Sporları Derneği
İstanbul Barsosu Hayvan Hakları Komisyonu
İstanbul S.O.S
İzmir Bisiklet Derneği
İzmir Dağcılık ve Doğa sporları İhtisas Kulübü
İzmir Doruk Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü
Kaçkar Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü
Kaçkar Gençlik ve Spor Kulübü Derneği
Kaldırımtaşı Kolektiflerleri
Karaburun Sivil İnisiyatif
Kardeş Bitkiler
Karşı Bisiklet
Kastamonu Araç İlçesi İğdir Köyü
Kastamonu Dernekler Federasyonu
Kastamonu Federasyonu Engelliler Komisyonu
Kastamonu Küre Ersizler Topçu ve Çevre Köyleri
Kaş Turizm ve Tanıtma Derneği
Kayabeyi Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği
Kilikya Fotoğraf Topluluğu
Kocaeli Zeytin Dağcılık ve Spor Kulubü
Koceli Doğa Sporları
Konyaaltı Dostlar Derneği
Kozak Yaylası Doğal Çevreyi Koruma ve Kültür Derneği
Kuşadası Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği
Kuzey Doğa Derneği
Küresel Eylem Gurubu
Loç Vadisi Koruma Platformu
Macahel Vakfı
Mağara Araştırma Derneği
Malatya Kırsal Kalkınma Derneği
Mardin Çevre Ekoloji ve Yaban Yaşamı Destekleme Derneği
Marmaris Maden Platformu
Mersin Çevre Dostları Derneği
Muğla Eskigaraj Alanı Halkındır Platformu
Muratpaşa Dostlar Derneği
Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi
Narlıdere-Balçova Çevre Platformu
Obruk Mağara Araştırma Grubu
ODTÜ Çağdaş Dans Topluluğu
ODTÜ Dağcılık ve Kış Sporları Kolu
ODTÜ Kuş Gözlem Topluluğu
ODTÜ Sinema Topluluğu
Ordu Temiz Enerji Platformu
Orta Doğu Üniversitesi Ögretim Elemanları Derneği
Pandül Doğa Sporları Platformu
Papart Dereleri Platformu
Peri Vadisini Koruma Platformu
Perşembe Akşamı Bisikletçileri
Pirpila Doga Turizm
Rize Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
Rize Üniversitesi Çevre Kulübü
ROTA Doğa Aktiviteleri ve Sosyal Etkinlik Grubu
Saklıkent Koruma Platformu
Salarha Deresi Çevre Koruma Derneği
Samsun Doğa ve Yaban Hayatı Koruma Derneği
Samsun Ladik Budakdere Köyü Kültür ve Dayanışma Kalkınma ve Yardımlaşmayı Destekleme Derneği
Sarıkeçililer Derneği
Sedef Adalılar Dernegi
Seferihisar Çevre Koruma Derneği
Senoz Vadisi
Serdarlı Bağbaşı Pehlivanlı Doğa Yaşam Derneği
Seyfe Gölü Ekoloji Derneği
Sinek Sekiz Yayınevi
Sinop Çevre Dostları Derneği
Sivil Toplum ve Diyalog Merkezi
Slow Food Fikir Sahibi Damaklar
Slow Food Iğdır Konvivyumu
Slow Food Kars Konviviyumu
Slow Food Samsun Konvivyumu
Sokak Kedisi Dergisi
Solaklı Vadisi ve Ekolojik Yaşamı Koruma Derneği
Sualtı Araştırmaları Derneği
Sulukule Platformu
Symbiosis Derneği
Tamzara Doğa Kültür Turizmi Derneği
TEMA Vakfı
Tıp Kurumu Derneği
Tokat Merkez ve İlçeleri Sosyal Dayanışma Eğitim ve Kültür Derneği
Toplum Sağlığı Araştırma ve Geliştirme Merkezi
Toprak Ana Platformu
Toroslar Doğa ve Spor Kulübü
Trabzon Tenis Dağcılık Kayak Kulubü
TTKD Aksaray
TTKD Hatay
TURÇEV
Tüketici Dernekleri Federasyonu
TÜRÇEK
Türkiye Permakültür Araştırma Enstitüsü
Urfa Doğa Kültür ve Yaşam Derneği
Uşak Sportif Olta Balıkçılığı ve Su Hayatını Koruma Derneği
Uzunköprü Çevre Gönüllüleri Derneği
WWF-Türkiye
Van Gölü İnisiyatifi Derneği
Veteriner Halk Sağlığı Derneği
Yağcılar ve Demircili Köyleri Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği
Yalova Çevre Platformu
YAPIDER
Yarımada Çevre Platformu
Yedigölköyü Aksuderesı Kültür Yardımlasma Dernegi
Yenişehir Çevre Platformu
Yenişehir Doğal Hayatı ve Hayvanları Koruma Derneği
Yerel Yönetim Araştırma Yardım ve Eğitim Derneği
Yeşil Adımlar Çevre Eğitim Derneği
Yeşil Artvin Derneği
Yurt Köyü Doğal Sanatsal Bilimsel Sportif Yaşam Derneği
Yuva Derneği
Yuvarlakçay’ı Koruma Platformu
Zirve Dağcılık ve Doğa Sporları Kulubü