Yüzölçümünün %70’i RES projelerine tahsis edilmiş olan Karaburun Yarımadası’nda kurulmak istenen RES’lerden biri de Çalık Enerji’ye ait Sarpıncık RES.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Karaburun Belediyesi ve Karaburun Kent Konseyi’nin ÇED sürecinin her aşamasında, yaptığı yazılı itirazlara, halkın şiddetli karşı çıkışını ifade etmek üzere protesto ederek katılmadığı ve yaptırılmayan “Halkın Katılımı” toplantısına rağmen, yerel paydaşların görüşlerini dikkate almayarak Çalık Enerji-Sarpıncık RES Projesi’ne ÇED Olumlu Kararını verdi.
Karaburun Yarımadası’nda çarpan kümülatif etkiyle bölgenin sahip olduğu doğal/kültürel/ekonomik değerlerin geri dönüşsüz biçimde yok olmasına neden olacak yeni bir RES için verilen bu ÇED Kararı, yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle “Karaburun Yurttaş Davacıları” tarafından yargıya taşındı.
ÇEHAV’ın gönüllü olarak üstlendiği davada, davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Bakanlığın yanında davaya müdahil taraf olan Çalık Enerji’nin bilirkişi raporuna karşı yaptığı itirazlar mahkeme tarafından yerinde görülmedi ve Mahkeme, verdiği kararda “…Yarımada’da bulunan mevcut rüzgar türbinlerinin kümülatif olarak çevre etki değerleri dikkate alındığında, yeni bir projenin daha bu alanda faaliyete geçmesinin özgün bakir alanlar içeren ve oldukça zengin bir biyoçesitliliği barındıran Yarımada’da yaşayan canlıların sığınacağı başka bir yaşam alanı bırakmayacağı” sonucuna vararak dava konusu ÇED Olumlu kararında hukuka uygunluk bulunmadığını belirterek, uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden yürütülmesinin durdurulmasına 17/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verdi.
Sarpıncık RES Projesi için yürütmenin durdurulması yönünde verilen bu Yargı Kararı ve gerekçesi Yarımada halkı ve bileşenlerinin haklılığının göstergesidir.
Davanın 19 Ekim’de yapılan duruşmasında, Karaburun Yurttaş Davacıları, Belediye Meclisi üyeleri, Kent Konseyi ve yerel STÖ temsilcileri hep birlikte mahkeme salonundaydı. Salonu dolduran biz Karaburunlular’ın, “ikinci konut sahibi rantçılar” olduğunu iddia eden davalı tarafın savunmalarından; “üç metreye bile ulaşamayan, senede 2-3 kez atılan havai fişekler ile kedilerin kuşlara türbinlerden daha fazla zarar verdiğini” öğrendik! En acı dersi de “kamu yararı” ile “temiz enerji” adı altında firma çıkarlarını dinlediğimizde aldık! Mahkemece görevlendirilen bilim insanlarından/akademisyenlerden oluşan bilirkişi heyetine yönelik küçük düşürücü ifadeler kullanan firma avukatlarının, aceleyle mahkemeye sunduğu “uzman” görüşleri ve uzmanların nitelikleri ise davanın neticelenmesinden sonra kamuoyuyla ayrıca paylaşılması gereken bir konudur.
Duruşmanın ertesi günü, 20 Ekim’de, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı web sayfasında Sarpıncık RES için yeni bir ÇED Raporuyla 27.10.2015 tarihinde “İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK)” toplantısı daha yapılacağı duyuruldu. Bakanlık, Çalık Enerjinin talebi üzerine “…yürütmenin durdurulması kararında belirtilen gerekçelerle yeniden düzenlenen revize ÇED raporunu…” değerlendirmeye almayı uygun bulmuştur. Bu karar, dayanak olarak gösterilen 13/02/2009 tarihli Genelgeye dahi uygun değildir. Çünkü, Mahkeme kararının yukarıda belirtilen gerekçesi yeni bir değerlendirmeye izin vermeyecek ölçüde açık ve ÇED Raporunun eksik bir bölümüyle değil tamamıyla ilgilidir. “… yeni bir projenin daha bu alanda faaliyete geçmesi Yarımada’da yaşayan canlıların sığınacağı başka bir yaşam alanı bırakmayacaktır…” Daha da Türkçesi: Adı ister Sarpıncık ister başka bir şey olsun yeni bir RES yatırımı Yarımada’da canlılara başka bir yaşam alanı bırakmayacaktır!
Bu durumda, İDK toplantısının yapılarak yeni bir ÇED sürecinin yürütülmesi halinde yetkililer hakkında mahkeme kararlarını uygulamamak nedeniyle suç duyurusunda bulunulacaktır.
Şu soruyu açıkça soruyoruz: Yarımada’da, yaşam mı yoksa Türkiye’nin toplam enerji üretiminin sadece %0,046’sını karşılaması öngörülen Sarpıncık RES Projesi mi? Bu ve benzeri projelerin maliyeti parasal değeri ölçülemeyecek doğanın, yaban hayatının, sosyal yaşamın, insan sağlığının ağır şekilde tahrip olması, kaybolan tarım, hayvancılık ve turizm gelirleridir.
Karaburun yaşayanları olarak, Yarımadamızın, doğasını, bugününü ve geleceğini korumaya kararlıyız; Yarımadamızın, kendi doğal-ekonomik değerlerine dayalı kalkınma iradesini yok sayarak sadece bir enerji üretim alanına dönüştürülmesine karşı bugünümüz ve gelecek kuşaklar adına davacıyız ve davacı olmaya devam edeceğiz. Verilen mücadele sadece bir çevre mücadelesi olmaktan çıkmış, tüm canlıları kapsayan bir yaşam hakkı ve kırsal kalkınma olanaklarını savunma mücadelesine dönüşmüştür.
KARABURUN YURTTAŞ DAVACILARI – KARABURUN KENT KONSEYİ