İzmirİli, Karaburun İlçesi, Mordoğan Mahallesi mevkiinde Ayen Enerji A.S. tarafından yapılması planlanan “Mordoğan Rüzgar Enerji Santrali kapasite artışı 10,5 MWm (5 adet x 2,1MWm)” projesi ile ilgili olarak Çevre ve ŞehircilikBakanlığıÇevresel Etki Değerlendirmesiİzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’nce verilen 30/11/2016günlü, 4407 sayılı “Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) Olumlu” kararının iptali istemiyle açılan davada, T.C Çevre Şehircilik Bakanlığı ve davaya müdahil olan Ayen Enerji A.Ş dava konusu işlemin iptali yolunda İzmir 6. İdare Mahkemesince verilen 24/11/2017 tarih ve E:2016/1757, K:2017/1903 sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulmasını istemişti.
Danıştay Altıncı Dairesi’nin 2019/2342 E, 2019/3800 K. sayılı kararı ile;İzmir 6. İdare Mahkemesince verilen 24/11/2017 tarih ve E:2016/1757, K:2017/1903sayılı karar ve dayandığı gerekçe, hukuka ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek birsebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 08/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verdi.
ji A.Ş. tarafından, eski Mordoğan köyü karşısındaki tepelik alanda yapılması planlanan 5 türbinlik kapasite artış projesine ilişkin ÇED Olumlu kararı, daha önce İzmir.3.İdare Mahkemesi tarafından 28.06.2016 tarihinde iptal edilmiş idi.
Bu iptal kararından sonra, aynı proje için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ikinci kez ÇED Olumlu kararı verilmesi üzerine bu karar da yargıya taşınmış ve İzmir 6.İdare Mahkemesi, 24/11/2017 tarihinde verdiği kararla, ikinci kez verilen ÇED Olumlu kararını da iptal etmişti.
Bu esnada, İzmir 3.İdare Mahkemesi’nin ilk iptal kararı Danıştay tarafından bozulmuş ve dosya yeniden görülmeye başlamıştı. Yeniden görülen dosyada bir kez daha keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış, alınan rapor sonucunda İzmir 3.İdare Mahkemesi, daha önce iptal ettiği ancak Danıştay tarafından bozulan iptal kararında bir değişikliğe gitmeye gerek görmeyerek, proje hakkında verilen ÇED Olumlu kararını, 01/11/2018 tarihinde oybirliğiyle bir kez daha iptal etmişti.
Danıştay Altıncı Dairesi’nin aldığı karar ile Ayen Enerji A.Ş.’nin Mordoğan RES projesi kapasite arttırımı talebini iptal eden Mahkeme kararı, kesin olarak onanmış oldu.
Bu karar; Karaburun Yarımadası’nın üzerine, doğal sit alanlarına, meralara, köylerin ve mahallelerin metrelerce yakınına yapılmak istenen RES projelerinin, yenilenebilir enerji kaynağı olarak savunulması ve sunulmasının da mümkün olmadığını, bir kez daha ispat etmiştir.
RES’ler için tahsis edilen proje sahalarının toplamı Yarımada yüzölçümünün %71’ini kapsıyor. Yarımada’da %13’lük alan kaplayan ve yerleşimin mümkün olmadığı Bozdağ/Akdağ kütlesi hariç tutulduğunda, yaşam alanı olarak geriye kalan alan Yarımadanın sadece % 16’sı. Yani, Karaburunlulara ve Yarımada’da yaşayan tüm canlılara, nergis/zeytin/mandalina/keçi/arıcılık/turizmgibi doğal gelir kaynaklarınızla, bu dar alanda, bu endüstriyel türbinlerin gürültü/düşük frekanslı ses/gölge/titreşim etkisi altında, yüksek gerilim hatları, türbinleri birbirine bağlarken biyoçeşitliliği yok eden yollar gibi ekosistemi, yaşam alanlarını, sağlığı tahrip edici etkilerinin altında yaşayın, denmektedir.
Tüm bunların sonunda, proje dosyalarında verilen rakamlara göre, Karaburun Yarımadası’nda işletmeye alınan/inşaası süren RES’lerle elde edilecek enerji Türkiye tüketiminin ve 2021 talep projeksiyonunun sadece %0,2’si. Bir kez daha iptal edilen Ayen Enerji A.Ş. Mordoğan RES Projesi kapasite artışı ile üretileceği varsayılan yıllık enerji ise Türkiye’nin mevcut toplam enerji üretiminin sadece % 0,01’ini, 2021 yılı enerji talep projeksiyonunun ise % 0,006’sını karşılayabilecektir.
Bu üretimin gerçek maliyeti ise:
- ömrü 20-30 yıl olan bir proje için, parasal değeri ölçülemeyecek doğanın, yaban hayatının, sosyal yaşamın, insan sağlığının ağır şekilde tahrip olması,
- kaybolan tarım, hayvancılık ve turizm gelirleri ve en önemlisi geleceğe olan umudun kaybolmasıdır.
Anayasanın 56. maddesiyle yurttaşlara verilen hak ve görev çerçevesinde, Yarımadamızın kendi doğal-ekonomik değerlerine dayalı kalkınma iradesini yok sayarak sadece bir enerji üretim alanına dönüştürülmesine karşı bugünümüz ve gelecek kuşaklar adına davacı olmaya devam edeceğiz.
Verilen mücadele sadece bir çevre mücadelesi olmaktan çıkmış, tüm canlıları kapsayan bir yaşam hakkı ve kırsal kalkınma olanaklarını savunma mücadelesine dönüşmüştür.
KARABURUN KENT KONSEYİ – KARABURUN YURTTAŞ DAVACILARI