Yarımada’nın kuşlar açısından önemli olması, alanın ekolojik olarak da sağlıklı bir yaşam ortamına sahip olduğunun en önemli göstergesi. Yarımada’nın farklı ekosistemlere sahip olması farklı kuş türlerinin alanda bulunmasını da beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla bu yaşam ortamlarının bütünsel bir yaklaşımla üreme ve yaşama alanları dikkate alınarak korunması son derece önemli.
Bu alanın, Yaylaköy’de kurulu Karaburun RES Kapasite artışı projesiyle birlikte tümüyle RES projelerine tahsisinin, ÖÇKA ilan edilmesi düşünülen Karaburun Yarımadasının ekosisteminin çöküşünü beraberinde getireceği tartışmasızdır.
ÖÇKA RAPORUNDA,
“… alanda bulunan adaların tümü ve el değmeden kalan son kıyılar, yırtıcı kuşlar ve deniz kuşlarının varlığı için önemlidir. Yarımadada kuşlar, 204 tür gibi geniş bir çeşitlilik göstermektedir. Bu türlerin arasında Akdeniz’e endemik ve 2004 yılında IUCN tarafından Tehdide Yakın (NT) kategorisinde olan Ada Martısı (Larus audouinii) ve tehdit altındaki Kara Doğan’ın (Falco naumanii) yaşama ve üreme alanıdır. Bıyıklı Doğan (Falco biamicus), Ada Doğanı (Falco eleonorae) ve Küçük Kerkenez (Falco naumanii) gibi yırtıcılar ve Tepeli Karabatak (Phalacrocorax aritotellis) gibi nadir deniz kuşları görülmektedir ” denilmektedir.
Yarımada’nın ev sahipliği yaptığı nesli tükenmekte olanlar sınıflandırmasında yer alan Ada Martısı Bern Sözleşmesi kapsamında küresel ölçekte koruma altına alınmıştır. Türkiye’de, çok az sayıda (10 kadar) üreyen Ada Martısı’nın kesin olarak bilinen ikinci üreme alanı Büyük Ada ile Kara Ada olarak belirlenmiştir. Ada Martısı için bölgenin çok önemli olduğu, türün koruma statüsü de göz önüne alınacak olursa hem bu bölgede, hem de Türkiye kıyılarında Ada Martısı hakkındaki çalışmaların uzun süreli ve detaylı olarak devam etmesi gerektiği söylenebilir. (Çağlayan,E ,2003). Bu alanlar önerilen özel çevre koruma bölgesi kapsamı dışındadır.
Yarımada aynı zamanda yırtıcı kuşlar açısından da önemli bir alandır. Yöre, Ege Bölgesi ve Türkiye için zengin yırtıcı kuş rezervlerinden biridir. Çok farklı habitatların (çeşitli kıyı vejetasyonları, makilik alanlar, kızılçam ormanları) birarada bulunması ve besin zenginliği, bölgedeki kuş sayısını ve tür zenginliğini arttırmaktadır. Bu türler içinde Yılan Kartalı (Circaetus gallicus), Küçük Kerkenez (Falco naumanii), Ada Doğanı (Falco eleonorae ) uluslararası ölçekte nadir/azalan kategorisindeki türler arasında sayılmaktadır.
Bölge, yaşam birliklerine (biyomlara) bağımlı kuş türlerine de ev sahipliği yapmaktadır. Biyoma bağlı türlerin yaşam alanına yapılan bir müdahale, bu türlerin büyük kısmının toplu olarak yok olmasına neden olabilmektedir (Kılıç ve Eken, 2004).
Karaburun Yarımadası coğrafi yapısı nedeniyle, Yarasa türleri ve sayısı açısından da zengindir. Yarasa türleri ve bu türlerin bulundukları habitatlar Bern Sözleşmesi uyarınca yasal olarak koruma altına alınmıştır. ÖÇKB Ön Raporu’nda Akdeniz Nalburunlu Yarasası’nın NT (Tehlike altına girmeye aday) tür olduğu belirtilmiştir. Yarasalar, böcek yemeleri, bitkilerde tozlanmaya yardımcı olmaları ve tohum yaymaları sebebiyle, yöre halkının geçim kaynakları arasında olan zeytincilik ve arıcılığın doğal destekleyicisi olmalarının yanı sıra, ekolojik dengenin korunmasında da önemli varlıklar arasındadır.
KARABURUN KENT KONSEYİ